11 Ocak 2021 Pazartesi

2020'de İzlediklerim ve Favori Kitaplar

 

2020 de okuduklarım; yanlış saymadıysam 61 taneydi. Hedefimi biraz yüksek tutmuştum. 100 tane okurum diye düşünüyordum. Gelin görün ki, çuvalladım tabiki. Aslında yıla iyi başlamıştım İlkbahar döneminde yaklaşık iki ayda 25-30 kitap okuyarak kendimi aşmıştım. Ama bilin bakalım sonrasında ne oldu? Uzuun bir okuyamama dönemine girdim. Kendimi Kshow a verdim. Zaten son bir kaç senedir Law of the Jungle programına sardım. Başından itibaren bulabildiğim her bölümü ingilizce altyazı şeklinde izledim. Aslında yabancı dil bakımından bayağı faydasını gördüm. Kısaca konusu;


İsminden de anlaşıldığı gibi vahşi doğada hayatta kalma konulu olan bu program Güney Kore yapımı. (Yarışma programı değil.) Başlarında tecrübeli bir bireyle birlikte  ünlülerden, sporculardan, oyunculardan, şarkıcılardan, komedyenlerden bir grup ile dünyanın pek çok yerine gidiyorlar. Her grubun gezisi ortalama 5-6 bölüm sürüyor, sonrasında da konuklar değişiyor. Beraber denizde balık avlıyorlar, ağaçlara tırmanıp meyve topluyorlar - özellikle hindistan cevizi -, gece uyumak için yer inşa ediyorlar. Yeri geliyor yılan yakalıyorlar.Yeri geliyor komodo ejderlerinden veya fillerden korunmak zorunda kalıyorlar. Bazen yerlilerle görüşüyorlar, bazen denizin ortasında kalıyorlar. 2011 in sonlarına doğru yayınlanmaya başlamış. Yani dokuz seneden uzun süredir devam ediyor.
---

Buna ekstra olarak Produce serilerini izledim. İ-land ve Good Girl programlarını izledim. Good Girl programındaki Witch, Dont Cry ve Mermaid şarkıları ve sahneleri çok iyiydi. Bir göz atın derim.

---

Master in the House (All The Butlers)

Sonrasında bir şekilde Master in the House a başladım ve gece gece gülme krizlerinden nefesim kesilmeye işte o zaman başladı.  Böyle zorlu bir dönemde çok iyi geldi. Konusu;

Programın daimi üyesi dört kişi, her iki bölümde bir yeni birinin misafiri(çırağı) oluyorlar. İki gün bir gece boyunca onun hayatına uyum sağlamaya çalışıyorlar. Mesela sporcuysa onunla antrenman yapmaya çalışıyorlar gibi düşünün. Eski rockçılardan, dünya şampiyonu olmuş sporculara, holding sahiplerinden, şarkıcılara, aşçılara kadar pek çok farklı meslek sahibinin konuk olduğu bu programda daimi üyelerin ufak tefek şeyler için oynadıkları ufak oyunlar çok komikti. Bir komedyen, komik olmayı beceremeyen bir aktör, askerden yeni dönmüş bir şarkıcı ve bir kpop grup üyesi... İşte şimdi kahkaha geliyorum diyor.

---

 Get Organized with The Home Edit 

Tam benlik bir programdı. Düzenleme şirketi sahibi iki kadın ve çalışanları ünlü ve ünlü olmayan kişilerin başvuruları doğrultusunda evlerine gidip istedikleri odayı organize ediyorlar. İzlerken çok eğlendim.

---

Dizilere geçelim mi o halde?

 Angry Mom

Okulda zorbalığa uğrayan kızını korumak ve suçluları açığa çıkartmak için genç görünümünden yararlanarak öğrenci kılığıyla tekrar liseye giden bir anne. Konu güzeldi. Karakterler çok iyiydi. Konu biraz fazla uzatılmıştı sanki. Gerçekler, iyiler ve kötüler arasında pinpon topu gibi gitti geldi. Daha doğrusu satranç maçı izler gibi izledim. Tam diyorum ki, şimdi gerçekler ortaya çıkacak, bir şeyler oluyo, ortalık karışıyor. Bu yönden biraz sıkıcıydı. Ama hiçbir zaman annelerin gücünü hafife almayın!

---

Cindrella and four knights

Bir kaç sene önce izlemiştim. Aylar önce rastlayınca tekrar izledim. Dizinin müzikleri de çok iyi. Üvey anne ve kız kardeşinden zorbalık gören kızımız inatla hayata tutunmaya devam ediyor. Öyle Polyanna tarzı değil. Kızımız acılarını da dibine kadar yaşayan biri. Olgun tavırları, hayata sıkı sıkı tutunma çabası, zekası ve nezaketi ile yaşlı ve zengin birinin dikkatini çekince, birbirinden sorunlu üç erkek torununu adam etmesi için işe alınıyor. Dizideki karakterleri çok sevdim.

---

The Liar and His Lover ;Müzik konusu sebebiyle başlamıştım. Sevip, sevmediğim konusunda emin değilim.(ki bu bende çokta büyük bir iz bırakmadığını gösterir.) Baş rol erkek karakterini daha önce farklı dizilerde izlemiştim. Ama bu karaktere tam oturmamış gibiydi. Oyunculuk yeteneğinden bahsetmiyorum. Görünüş olarak fazla genç duruyordu. Karakter icabı sahip olduğu yeteneklerinin olgunluğunu taşımıyordu. (eğer öyle bir şey varsa tabii) Kısacası daha farklı birini beklerdim. Başrol kızımızın sesinin dublaj olduğunu sanıyordum. Meğer kendi sesiymiş. Güzeldi sesi.

---

Love Alarm

Telefonunuza bir uygulama indiriyorsunuz ve telefonunda aynı uygulama bulunan ve sizden hoşlanan biri belli bir mesafe içerisinde yakınınızda ise telefonunuz haber veriyor; yakınınızda sizden hoşlanan biri var diye. Lise öğrencileri arasında yaşananları izliyoruz.  Bu dizi canımı çok yaktı. Bilmiyorum kalbim kırılmış gibi hissediyorum. Beğenmediğimden değil.(Şimdi durup düşününce kızın ayrılık sebebini hatırlamıyorum. Umarım mantıklı bir sebepledir.)  Karakterlerin kalplerinindeki kırıklık beni de üzmüştü.

---

Light as a Feather(taslakta tanıtımı var ve ben yayınlamamışım.)

Sadece eğlenmek için oyun oynamaya karar veren kızlarımız, yeni kızın bildiği bir oyunda karar kılarlar. Her biri sırayla yere yatacak ve lider olan kişi onun nasıl öleceğini tahmin edecektir. Lider yeni gelen kız olur ve ölümleri en ince detayına kadar anlatır.  Sadece eğlenmek için. Fakat aradan kısa bir süre geçmeden içlerinden biri ölür, tıpkı oyunda anlatıldığı gibi.

Who is next?
(Ürkütücüydü.)

---

İzlemeye devam ettiklerim;

Star Trek: Discovery - Hala devam ediyor ve ben izlemeyi seviyorum.

The Outpost - Çok iyi bir dizi değil ama hala kendini izletiyor.

S.W.A.T - Aksiyon ihtiyacımı bir şekilde karşılamalıyım değil mi?

Chicago Fire -adından da anlaşıldığı üzere Chicago'da bir itfaiye departmanı hakkında.

The Rookie - Castle dizisiyle tanıdığım Nathan Fillion  (ki o diziyi de çok severim) baş karakterimiz olarak yaşını başını almış bir sivilken, yaşadığı bir olay sonrasında polis memuru olmaya karar veriyor. Üçüncü sezonu yeni başladı.

The Victim's Game ve House M.D. dizilerinin konusundan blogda kısaca bahsetmiştim. Ulaşmak için tıklayınız.

Henüz bitirmediğim diziler ise;

Clean With Passion For Now (Çok TATLII!) 

Tale of the Nine Tailed (Lee Dong Wook ve Kim Bum hiç yaşlanmıyorlar ya!)

Hospital Playlist in ilk bölümünü izledim sadece.



Çok fazla film izlemedim. Genel olarak kardeşimle eski serilerin maratonunu yaptık. Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Hobbit, Transformers gibi.

Blogda tek yazıda iki film tanıtımı yapmışım. The Dressmaker ve No One Live film yorumları için tıklayın.

Hit and Run Squat filmini izlemiştim. Hatırladığım kadarıyla sevmiştim. (tıklayın)

Bir de blogda kısaca bahsettiğim mini belgeselin linkini bırakıp kitaplara geçiyorum. 

The Speed Cubers



Kitaplara Dönecek Olursak;

Favorilerim; (Kitapların yorumlarına ulaşmak için isimlerine tıklayabilirsiniz.)

Ölüm Oyunu (çok fazla ölüm vardı ama ben sevdim)

Kapkaranlık Ormanda (insanların ne kadar korkunç olabileceğini bir kez daha hatırlattı)

Karanlık Gölgeler Evi (Çok sevdim ben bu kitabı. Serinin ilk iki ya da üç kitabı var elimde. Devamının baskısı yok. Sanırım kitapyurdu sitesinde bir tanesi varmış. Ne yapıcam bilmiyorum.)

Yeraltı Günlükleri (Yaşları küçük karakterlerimizin maceraları çok güzeldi)

Anita Blake serisinin ilk 4-5 kitabı çok iyiydi. Fantastik ve aksiyon bakımından doyurucuydu. Ama sonrasında ortaya çıkan(ben diyeyim) aşk üçgeni,(siz anlayın dörtgen, beşgen, altıgen...) mide bulandırıcı duruma geçti.

Yılın hayal kırıklığı ödülü; 

The Book Of M konu fazlasıyla ilginç olasına karşın, kurgunun temelleri çok zayıftı. Pek çok konu açıkta kaldı. İleriki sayfalarda önem arz edecek pek çok konu es geçilirken, gereksiz konuların altı defalarca çizildi.

ve bir parça Oyun Ustası serisine gidiyor. (İkinci kitap Oyun Bozan) Aradığımı bulamadım bu seride. 

İşte 2020 böyleydi. Umarım 2021 hepimiz için daha sağlıklı, afiyetli ve verimli geçer.

Son olarak yılın favori alıntıları ise;










24 yorum:

  1. Okumadıklarıma bakayım ben sanırım hiçbirini okumadım :) filmlere de bakacağım emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. 2020 nasıl başladı nasıl bitti anlamadım ben ya hu ne film izledim ne kitap okuyabildim doğru düzgün olduğu gibi dizi izledim. Bu yüzden listende izlemeli olan (film) önerileri not alacağım inşallah 2021'de dolu dolu bir okuma ve izleme gerçekleştiririm. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ne ara bitti anlamadım ben de. Umarım daha verimli geçer bu yıl. ☺️

      Sil
  3. 2020 bana da çok hızlı geçtı gibi geliyor. Ben de yapacaklarımın bir çoğunu maalesef yapamadım. The book M kitabını bende okuma listeme almıştım. Law of the jungle programını bende severek izliyorum yeni başladım 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım Book of M i benden daha çok seversin. :) Law of the Jungle eğlenceli bir program. Bir de o kadar yeşili ve maviyi izledikçe insanın içi ferahlıyor. :)

      Sil
  4. oooo film dizi zevkimiz benziyormuş dolu dolu bir liste buu kitaplarda da sevdiğim konular geçen yıl pek okuma yapamadım ama bu yıl daha iyi olmayı istiyorum bu konudaa :)

    YanıtlaSil
  5. Guzel bır 2020 geçirmişsin gibi :) Umarım 2021 daha da güzel olur. Kore dizilerini bir türlü sevemedim bana göre değil sanırım. İzlemeye devam ettiklerinde beğendiklerim var onları da kenara kaydettim Emeğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kore dizilerinin hepsi cicili bicili değil. Çok iyi sosyal meselelere parmak basan dizileri de mevcut. Ama dediğiniz gibi zevk meselesi. Yabanci bir dile kulağın alışması da kolay olmuyor. ☺️ Umarım kaydettiklerinizi beğenirsiniz. 😄

      Sil
  6. Şu angry mom beni merak ettirdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım beğenirsin. Şimdiden keyifli seyirler. :)

      Sil
  7. oooo saol yaa, ilk başlarda söz ettiğin programlar, diziler, hiçbirini duymadım, komedi de var, ilgilenirim, iyi oldu bunları yazman yaaa :) sonda yazdıklarından star trek, outpost, rookie filan izledim de baştakiler ilgimi çekti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım izlerken benim kadar eğlenirsin. :) Şimdiden keyifli seyirler. :)

      Sil
  8. son yazıma bi baksan yaaa :)

    YanıtlaSil
  9. Program izleyemiyorum yaaa, BTS'in bile programlarına devam edemedim o derece yani. :D Ama Master In The House ilgimi çekti, bol kahkaha diyorsun. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lee Seung Gi diyorum bak. :) Her şeyi bir kenara bırak. Lee Seung Gi nin kendine olan düşkünlüğü bile insanı gülme krizine sokuyor. Bir bak sen. :)

      Sil
  10. Cinderella and Four Knights ne güzel diziydi yahu ^_^ Tüm klişeler bir aradayken bile hem de. Yalnız bir düşününce son zamanların bir şeyler izlemek ve okumak açısından benim için ne kadar verimsiz geçtiğini fark ettim :p

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah evet. Bir kaç sene arayla tekrar tekrar izleyebilirim. :) Bu yıl pek çoğumuz açısından bir hayli verimsizdi. :(

      Sil
  11. The Book Of M adlı kitabı okumayı çok istiyordum merak ettiğim için ama sizin kitap hakkındaki düşüncelerinizden sonra vazgeçtim doğrusu. Alıntılar da oldukça güzelmiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hevesinizi kırmak istemezdim ama çok fazla eksiği vardı bana göre. 😔

      Sil
    2. Yok yok heves kırmak değil :) Kitabın yorumlarında okuyucular (genel olarak) sizin de dediğiniz gibi eksik bulmuşlar yani hevesimi kırmadınız aslında onun yerine kaliteli bir vakit geçirerek başka bir kitap okumamı sağladığınız diyelim :)

      Sil
    3. Nazik yorumunuz için teşekkürler. :)

      Sil

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...