19 Nisan 2021 Pazartesi
Birbirinden Güzel Çocuk Kitapları (Alışveriş ve Yorum)
13 Nisan 2021 Salı
Oradan Buradan Kitap Alışverişi
5 Nisan 2021 Pazartesi
Kelime Oyunu 18 (Ruhumuz Ölüyor)
Haftalar sonra Kelime Oyununa geri döndüm. Bu hafta biraz karamsar bir yazı oldu. Hayat hep güllük gülistanlık değil. Aslına bakarsanız bu haftaya özel şahsi olarak yaşadığım bir durum yok ortada. İnsanların masum görünen maskelerinden ve samimiyetsizliklerinden her zaman yakınmışımdır zaten. :)
Mükemmel olduğumu düşünmüyorum ama gösteriş meraklısı olan ve tüm spot ışıklarını üzerinde toplama çabasıyla yaşayan biri olmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. İnsanlar beni yoruyor. ''Ben daha iyisini yaptım, daha çok biliyorum ve daha çok acı çektim''ciler beni tüketiyor. Daha doğrusu müsaade etsem tüketecekler. Ama etrafıma çektiğim sınırlarımı biliyor ve onları elimden geldiğince korumaya çalışıyorum. Bu nedenle ki aşırı sosyal olan insanlara hayranım. Bu denli güçlü bir zihne sahip olmak takdir edilesi. Belki de bu konuda ben gereksiz titizlik yapıyorum. Bu da beni daha sosyal olmaktan alıkoyuyor. Sosyalleşme konusunda bir sıkıntım yok ama yaşadığım çizgide kuru kalabalıklar istemiyorum. Kendimi tanıyorum ve bu haliyle seviyorum.
Neyse konu neden bu kadar dağıldı ki! Halbuki sadece bu haftaki yazımın neden karamsar olduğundan kısaca bahsedecektim. :) Mesele şu ki, yazının ikinci cümlesi son bir kaç gündür zihnimde dönüp duruyor. İçimizde karanlık bir taraf olması değil sorun olan. Sorun olan herkesin kurbanı oynaması. Kelime Oyununu bu konu üzerinden yazayım dedim.
Bu haftanın kelimeleri sevgili Sessiz Gemi'den; (Güneş, Soğuk, Zaman, His, Yaratık)
RUHUMUZ ÖLÜYOR
3 Nisan 2021 Cumartesi
Kingdom (Dizi Tanıtım ve Yorum)
Aslında Ağaç Ev Sohbetlerini yazacaktım ama konu ütopyadan fantastiğe dönünce taslakta bırakmaya karar verdim. Diziyi izleyeli ve yorumunu hazırlayalı bir aydan fazla oldu. Altışar bölümden iki sezon olan dizimiz, bol zombili tarihi bir Kore dizisi. Kralın genç ve hamile yeni eşi ve onun akrabaları yönetime geçmek için tüm oyunları oynarken kral hastalanır ve su çiçeği olduğu ileri sürülerek kimse ile görüşmesine müsaade edilmez. Veliaht Prens de buna dahil. Halk arasında ayaklanma sinyalleri baş gösterince Prens, babasını görmek için gizlice kaldığı saraya girer. Tek karşılaştığı ise bir perdenin ardından gördüğü tuhaf ve ürkütücü sesler çıkaran bir canavar olur. Tabi ki yeni kraliçe ve erkanı anında olaya müdahale edip, Prensi tehditvari bir tavırla dışarı çıkarırlar.
Adı duyulmuş bir doktorun gizlice kralla görüştüğünü öğrenen prens, korumasıyla birlikte kimseye haber vermeden doktoru bulmak için düşer yollara. Peşinden gelen kraliçenin adamlarından habersizdir. Doktor ise Kralı tedavi etmeye çalışırken yaralanan ve ölen yardımcısıyla çalıştığı hastaneye döner. Ölüleri zombiye çeviren virüsü de beraberinde getirir. Hastanede işler karışır ve ortalık savaş alanına döner. Doktoru aramaya gelen Veliaht Prens ve koruması doktorun yerinde sürüyle ceset bulunca, Valilik; suçluyu yakalama derdine düşer. Cesetleri bulundukları yerden çıkarmanın bedelinden ise henüz haberleri yoktur. Böylece salgın baş gösterir. (İlk 1,5 bölüm)
Bir Veliaht, bir koruma, bir doktor, ödlek bir vali ve savaşmak konusunda yetenekli gizemli bir adam. Bir yandan salgının yayılmasına engel olmaya çalışırken, bir yandan saray oyunlarıyla uğraşacaklar.
29 Mart 2021 Pazartesi
Öncü Bilim İnsanları; Uluğ Bey ve İbn-i Batuta (Tanıtım ve Yorum)
Ömer'le Bir Kutu Macera - Uluğ Bey
Bu kez Ömer babasıyla bir gökbilim merkezine gidiyor. Heyecan dolu bu gezinin ardından eve döndüğünde bu kez kendini Hükümdar Timur un torunu olan Uluğ Bey'in diyarında buluyor.
Çocuk yaştan itibaren çok iyi eğitim alan Uluğ Bey küçüklüğünden beri matematiğe büyük bir ilgi besliyormuş. Kendisi matematikçi, gök bilimci ve devlet başkanıymış. 16 yaşında Maveraünnehir bölgesinin yönetimine atanmış ve onun döneminde bilim ve sanat en iyi dönemlerini yaşamış. Yaptığı Rasathane ve bir araya getirdiği bilim adamlarıyla sonraki yıllarda -buna Avrupa'da yapılan ilk rasathane de dahil- pek çok rasathaneye model olmuş.
Rasathanelerde kullanılan Suds-i Fahri ve Rub-u Daire (Duvar Kadranı) gibi aletler Uluğ Bey tarafından icat edilmiş. Aletlerin ne olduğunu araştırırken Ortaöğretim Genel Müdürlüğünün bastığı bir tarih kitabında şu bilgilere rastladım;