Polisiye - Dedektif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Polisiye - Dedektif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Temmuz 2024 Salı

(BCP Haziran) The Roundup Punishment (Film Tanıtım ve Yorum)

BCP (Blogları Canlandırma Projesi) kapsamında dördüncü yılımızda da etkinliğimize devam ediyoruz. Etkinlik için her ay bir tema belirliyoruz ve o temaya uygun film-dizi-kitap üçlüsünden en az birini izliyor-okuyoruz. Ay sonunda yorumlarımızı yayınlayıp, birbirimizin bloglarını ziyaret ederek trafiği ve aktifliği arttırmayı planlıyoruz. Detaylı bilgi ve etkinlik kuralları için tıklayın. Katılmak isterseniz de yorumlarda belirtin. :) 

Bir süredir çok yoğunum, bloglara uğrayamadım. Bir düzeni sağlayabilsem geri döneceğim ama henüz mümkün olmadı. Ağustos ayı da yoğun geçecek benim için. Sonrasında biraz daha rahat olurum diye düşünüyorum. Gelelim Haziran ayının temasına; korku, polisiye, gezi, çocuk. Ben polisiye de karar kılıp bir Ma Dong Seok filmiyle geldim. (Blogdaki diğer filmlerinin tanıtımı için tıklayın.)Bu kez kendisini gangster ya da suçlu olarak değil, polis olarak görüyoruz.

Dedektif Ma nın yolu, merkezi Filipinlerde olan bir suç çetesi ile kesişiyor. Polisin Kore de ele geçirdikleri bir uyuşturucu çetesinin kökleri Filipinlere uzanınca Dedektif Ma Siber Soruşturma ekibiyle bu suçluların peşine düşüyor. Kendisi yine bildiğimiz gibi, muhtaç olanlara el uzatacak kadar sevimli, demir parmaklıkları sökecek kadar sert. :) Siber Suçlar konusunda hiçbir şey bilmiyor oluşu işi iyice eğlenceli kılıyor. Ay bir de az önce duyduğu üç beş terimle kendisi gibi olanlara hava atıp onları manipüle etmeye çalışması yok mu...

Bu suç örgütü de ufak tefek değil hani. Ellerinde de pek bir bilgi olmadığından eski bir kumarhane işletmecisinden yardım alıyorlar. Çete içinde de büyük çatışmalar var. Tutulmayan sözler çetenin Filipin ve Kore ayağını karşı karşıya getiriyor.

Film, birbirinden tuhaf ve komik karakterlerle komik olduğu kadar vahşi ve kanlı da. Döğüş sahneleri çizgi filmleri aratmayacak kadar uçuk, yerinizden zıplatacak kadar acı verici görüntülere sahip. Vahşi sahneler konusunda hassas değilseniz izlerken eğleneceğinizi düşünüyorum. :)

27 Mayıs 2023 Cumartesi

Hayalet Tehlikesi (Dresden Dosyaları 3) - Jim Butcher (Kitap Tanıtım ve Yorum)


Benim adım Harry Blackstone Copperfield Dresden. Bu adı kullanarak beni çağırırsanız risk size aittir. Bir büyücüyüm. Chicago’nun merkezindeki bir büroda çalışıyorum. Bildiğim kadarıyla ülkede çalışan tek profesyonel büyücüyüm. Beni sarı sayfalarda ‘Büyücüler’ başlığı altında bulabilirsiniz, ister inanın ister inanmayın, orada bir tek ben varım. İlanım şöyledir:

HARRY DRESDEN-BÜYÜCÜ

Kayıp Eşyalar Bulunur. Paranormal Soruşturmalar. Danışma. Tavsiye. Makul Fiyatlar.

Aşk İksirleri, Bitmez Tükenmez Servetler, Partiler ya da Diğer Eğlenceler İş Kapsamı Dışındadır.

Kitabımız,  Harry ve rahip olduğunu düşündüğüm bir arkadaşının koşuşturması ile başlıyor.  Harry ofisine gelen 'yakın zamanda öleceğine' dair rüyalar gördüğünü söyleyen bir kadına kendisini koruyan bir tılsım veriyor. Ardından gelen hayalet haberiyle hastanenin yolunu tutuyor arkadaşıyla. Acele etmelerinin sebebi bu hayalet olayının son zamanlarda çok sık gerçekleşmesi. Hastanenin yeni doğan bölümüne vardıklarında güçlü bir hayaletin bebeklere musallat olduğunu görüyorlar. Hayaleti yok etmeye çalışırken hayaletin Yok Diyar a kaçmasıyla Harry, hoş karşılanmayacağını bile bile hayaletin peşinde Yok Diyar a gidiyor. Özellikle geçmişte verdiği bir söz sebebiyle Peri Anne den uzak durması gerekmesine rağmen.

22 Mayıs 2023 Pazartesi

The First Responders (Dizi Tanıtım ve Yorum)

Lakabı ''Jindo Köpeği'' olan polis abimiz bir suçluya attığı yumruk sebebiyle taşra bölgesine gönderilir. Şımarık, insanlarla uğraşmayı seven ama işini bilen, tuttuğunu koparan, zeki bir polistir kendisi. Yeni atandığı bu yerde itfaiye ile birlikte çalışıp suçluları ortaya çıkarmaya başlar. Bir polisimiz, bir itfaiyecimiz ve bir de sağlık görevlimiz var. Her bölümde farklı bir olayı çözüyorlar. Mesela ilk bölümde bir seri katil tarafından kaçırılan bir kızı kurtarmaya çalışıyorlar, diğer bölüm bir intihar vakası... 

Polisimizin babası bir baş savcıymış ama araları bozuk. Suçlularla işbirliği yapıyor sanırım. Oğlumuzun geçmişinde büyük bir pişmanlığı var. Tabi kuyruğuna bastığı onlarca kişi boş durur mu? Oğlumuzun geçmişini araştırıp açığını bulmaya çalışıyorlar. Sonradan öğreniyoruz ki, oğlumuzun bu taşra bölgesine gelmesinin bir sebebi varmış.

Yeni taşındığı dairenin hayaletli olduğunu söylediklerinde polis abimizin tepkileri çok komikti. Gece duyduğu garip sesler yüzünden evde birinin olduğunu sanması ve hayalet avına çıkmasına çok güldüm. Dizi ve karakterler güzel ve eğlenceliydi. İş arkadaşlarıyla aralarındaki muhabbetlere çok güldüm.  Dizi 12 bölüm ve muhtemelen 2.sezonu da gelecek. Çünkü finali ucu açık bitti. Şimdi baktım ağustosta ikinci sezonu gelecekmiş.


28 Aralık 2022 Çarşamba

Fırtına Büyücüsü - Jim Butcher (Kitap Tanıtım ve Yorum)

Benim adım Harry Blackstone Copperfield Dresden. Bu adı kullanarak beni çağırırsanız risk size aittir. Bir büyücüyüm. Chicago’nun merkezindeki bir büroda çalışıyorum. Bildiğim kadarıyla ülkede çalışan tek profesyonel büyücüyüm. Beni sarı sayfalarda ‘Büyücüler’ başlığı altında bulabilirsiniz, ister inanın ister inanmayın, orada bir tek ben varım. İlanım şöyledir:

HARRY DRESDEN-BÜYÜCÜ

Kayıp Eşyalar Bulunur. Paranormal Soruşturmalar. Danışma. Tavsiye. Makul Fiyatlar.

Aşk İksirleri, Bitmez Tükenmez Servetler, Partiler ya da Diğer Eğlenceler İş Kapsamı Dışındadır.

Harry, tek profesyonel büyücü olması hasebiyle pek çok kişi tarafından alay konusu olsa da, güç bela kirasını ödeyecek parayı kazanabiliyor. Bir gün kendisini arayan bir kadın kocasının ortadan kaybolduğunu ve onu bulmasını istiyor.

Henüz müşterisiyle yüz yüze görüşemeden Chicago Özel Soruşturmalar müdürü olan Karrin den gelen telefonla bir cinayet mahalline çağırılıyor. Sürekli tuhaf olaylarla karşılaşsa da bir otelde kalpleri vücutlarından dışarıya doğru patlamış cesetler görmek Harry nin alışık olduğu bir durum değil elbette.

Bunun büyü sonucu gerçekleştiğini düşünüyor lakin bu konuda araştırma yapmaya pek hevesli değil. Çünkü büyü yasalarını koruyan ve paranormal yaratıkların davranışlarını kontrol eden Beyaz Konsey i kızdırmaya hiç niyeti yok. Yokdiyar da pek hoş karşılanmayan Harry nin geçmişi biraz karışık. Yetenekleri sebebiyle daha küçük yaşta akıl hocası tarafından kara büyü yapmaya zorlanmış ve işler tatsız bir hal almış. Bu nedenle Beyaz Konsey oğlumuzdan sürekli şüpheleniyor. Beyaz Konsey tarafından Harry nin yoldan çıkmasını engellemek için görevlendirilen Bekçi Morgan ın da Harry i sevdiği pek söylenemez.

Maktüllerden birinin mafya ile olan bağlantısı, yeraltı dünyasını Harry nin kapısına getiriyor. Karşılaştığı kişi ise Harry i bile ürkütecek soğuklukta bir ruha sahip. Bir büyücünün gözlerine ilk kez baktığında ruhunun içini görebiliyor oluşundan dolayı kimsenin Harry nin gözlerine bakmaya cesaret edemiyor oluşunu göz önünde bulundurursak bu durum Harry nin korkması için yeterli bir sebep.

Böyle bir büyüyü yapabilecek çok fazla kişi yok. Dolayısıyla hem konsey hem de vampirler Harry den şüpheleniyor. Harry haksız yere suçlanmadan -daha önemlisi birileri onun canını almadan- önce masumiyetini kanıtlamalı ve gerçek suçluyu bulmalı. Lakin birileri Harry nin bu davayı araştırmasını ve planlarına engel olmasını istemiyor. Defalarca öldürülmeye çalışılan Harry nin acele etmesi gerek. Çünkü kalbin içeriden dışarıya doğru patlaması konusunda sıra her an kendisine gelebilir.


Serinin sadece beş kitabı Türkçeye çevrilmiş. 12 bölümlük kısa bir dizisi de var. Karakterlere tam olarak bağlanamamış olsam da Harry nin zihninden geçenleri okumak gerçekten eğlenceliydi. Belki ilginç ve sempatik bir yan karakter seriyi daha çok sevdirebilirdi. Şimdilik sadece ilk kitabı okudum ama Harry nin çok yalnız olduğunu hissettim. Şöyle çatlak bir arkadaş hiçte fena olmazdı. Kitaba renk katardı. Kitap kötü değil ama çok iyi de diyemeyeceğim. Yokdiyar hakkında hiçbir şey öğrenemedik. Beyaz Konsey hakkında da pek bir bilgimiz yok. Ne tür fantastik canavarlar var o da belli değil. Vampirler ve periler olduğunu gördük. Başka ne vardı hatırlamıyorum açıkçası. :)

26 Kasım 2022 Cumartesi

Büyü ve Kan - Kerri Maniscalco (Kitap Tanıtım ve Yorum)

Serinin üçüncü kitabı ile devam ediyoruz.

Audrey (1880lerin sonlarında toplumun dayattığı kadın kimliğini reddedip amcasının yanında otopsi yapan kızımız), amcası ve Thomas; Etruria adlı bir gemiyle Amerika'ya doğru yola çıkıyorlar.
Büyük yolcu gemisinde her gece farklı bir gösteri yapacak sirk ekibin başında Mephisto adında maskesini yüzünden çıkarmayan gizemli bir adam var. Daha gösterinin ilk gecesinde valinin genç kızı onlarca kişinin arasında öldürülüyor. Yine iş bizimkilere kalıyor tabi. Neyse ki bu kez yanlarında Adlı Tıp konusunda uzman ve tecrübeli olan Audrey in amcası da var.

Kötü haberler bunlarla bitmiyor. Meğer kızımızın en sevdiği kuzeni Liza ortadan kaybolmuş. Daha ölen kızın otopsisine başlamadan kızımız kuzeninin kaybolduğunu öğreniyor. Ortadan kaybolan Liza nın gemide ortaya çıkması yazarımızın her kitapta yaptığı; olayları yanlış sebeplere bağlama alışkanlığını bir kez daha gözler önüne seriyor.. Keşke gemiye Liza yı bulmak için gelselerdi ve burada gerçekleşen cinayetleri birlikte çözmeye çalışsalardı çok daha mantıklı olurdu. Ekip başka bir ülkeye gitmek için bir gemi yolculuğuna çıkıyor, Burada gizemli cinayetler işlenmeye başlıyor ve bir bakıyoruz ortadan kaybolan kızımızın kuzeni Liza aynı gemide karşımıza çıkıyor. Çok zorlama. Liza nın aşık olup peşinden geldiği kilitlerin ustası Houdini ve muhteşem gösterileri ile de tanışıyoruz. 

Büyük bir sahne oyunu oynar gibi her gece ortaya çıkan cesetler ekibimizi ve gemideki yolcuları tedirgin ederken hızlı davranmaları gerek. Audrey gizemli sirk müdürü Mephisto ile tuhaf bir anlaşma yaparak sirk ekibine yaklaşmaya karar veriyor. Böylece katilin onlardan biri olup olmadığını anlamaya çalışacak. Lakin sergilenen o muhteşem gösterilerin ardındaki isimlerin sıradan insanlar olduklarını düşünmek mantıksız olur. Her karakter kendi içinde büyük bir gizem taşıyor. Özellikle Mephisto o gizemli maskesiyle baştan sona oyuncu ve insanları manipüle etme konusundaki yeteneğiyle tehlikeli biri. Ekibimiz dikkatli olmalı. Bu işin sonu büyük bir trajedi ile bitebilir.

Kitabın yarısından sonra çok tanıdık gelmeye başladı. Sanki daha önce benzer konuya sahip bir kitap okumuş - film izlemiş gibi hissettim.
Yazarın ortaya sunduğu gerekçelerden hoşlanmasam da cinayetler ve cesetlerin ortaya çıkış şekilleri ilgi çekici olacak kadar gösterişliydi.
Verdiği ipuçları çok fazla göze batmadığı için suçluyu tahmin etmekte zorlandım. Tabi bu iyi bir şey.
Audrey nin Mephisto tarafından bu kadar kolay manipüle edilmesi hoşuma gitmedi. Dahası Audrey nin bunun farkında olarak buna izin vermesi...
Yukarında bahsettiğim gibi; yazarın olayları yanlış sebeplere bağlama gibi bir alışkanlığı var. Liza nın şans eseri gemide ortaya çıkması, Audrey ve Mephisto anlaşması yüzünden ikilimizin arasında yaşanacağı belli olan kalp kırıklığının Audrey nin ihaneti gibi gösterilmesi. Bunu Thomas tan saklanmasına gerek olmamalıydı. Yazar ikili arasında bir kalp kırıklığı istiyorsa bunu Thomas ın anlaşmayı bildiği halde ikilinin yakınlaşmalarından rahatsız olmasıyla gerçekleştirebilirdi. Diğer türlü Audrey nin Thomas a olan duygularının gerçekliğini sorgulatıyor okurlara.
Yine bu kitapta da yazar gerçek kişi, zaman ve yerleri değişime uğratarak kurgulamış. Mesela ekibimizin seyahat etmek için bindiği gemi olan RMS Etruria, 1884 yılında İskoçya'nın Glasgow kentinde inşa edilen bir transatlantik okyanus gemisiymiş. Aynı şekilde gemide gösteriler yapan ekibin bir üyesi olan Harry Houdini, Macar asıllı Amerikalı illüzyonistmiş. Özellikle, bağlı durumda girdiği kilitli bir sandıktan kurtulma numarasıyla ünlüymüş

''Thomas Cresswell'i kandırabilirsem onu imkansıza, yani onun hakkındaki duygularımın değiştiğine inandırabilirsem o zaman bu sanatta usta olduğumdan emin olabilirdim.''
Bu satırları okuduğumda yazarın hangi kafayla böyle bir şey yazdığını merak ettim. Ben mi yanlış anladım diye tekrar tekrar okudum ama yok. 
Bir sihirbazdan ilizyon öğrenmek için başka sebep mi yok da, sevdiği adamı onu sevmediğine inandırmak amacıyla böyle bir düşünce geçiyor karakterin aklından.
Yazarın Audrey i bu kitapta harcadığını düşünüyorum. Çünkü sevdiği adamı yaralayacağını bile bile böyle bir anlaşmayı kabul ettirmesinin başka bir açıklaması yok. Pekala verdiği sözden dönebilir, Thomas a gizlice bu anlaşmadan bahsedebilir ya da başka bir yolunu bulabilirdi.  Bir de Audrey nin her gelen nota Thomastan gelmiş gibi koşması... Önceki kitapta Thomas in el yazısını nasıl iyi bildiğinden bahsediyordu Audrey.
Neyse sonuç olarak bu kadar eleştiriye rağmen çok kötü değildi kitap. İşlenen cinayetlerin sergileniş biçimi gerçekten gösterişliydi. 

27 Ekim 2022 Perşembe

(BCP Ekim) Kül ve Kan - Kerri Maniscalco (Kitap Tanıtım ve Yorum)

BCP (Blogları Canlandırma Projesi) kapsamında bu yıl da etkinliğimize devam ediyoruz. Etkinlik için her ay bir tema belirliyoruz ve o temaya uygun film-dizi-kitap üçlüsünden en az birini izliyor-okuyoruz. Ay sonunda yorumlarımızı yayınlayıp, birbirimizin bloglarını ziyaret ederek trafiği ve aktifliği arttırmayı planlıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayın. Etkinliğe katılmak isterseniz yorumlarda belirtin. :) (Etkinliğe katıldıysanız diğer üyelerin yazılarına yorum bırakmayı unutmayın.) Ekim ayının teması Zombi - Gotikti. Bu tema için Gölge ve Kan serisinin ikinci kitabını okudum.

Audrey, 1880lerin sonlarında toplumun dayattığı kadın kimliğini reddedip amcasının yanında otopsi yapan bir genç kız. Londra da yaşadığı korkutucu olay sonrası Thomas ile Romanya ya doğru yola çıkarken gazetelerde gizemli ölümlere ve yerel halkın inandığı mitlerden biri olan Dracula hakkında haberlere rastlıyor. Karindeşen Jack trajedisini henüz atlatamayan kızımız Audrey, Dracula hakkındaki bu hikayeleri pek ciddiye almıyor/almamaya çalışıyor. Çünkü mental olarak kendini toplayabilmiş, yaşadığı kayıpların yasını tutup arkasında bırakabilmiş değil. Yaşadığı trajedinin onda bıraktığı tek şey acı hatıralar değil. Gördüğü halüsinasyonlar durumun ciddiyetini ortaya koysa da kızımız kendini bu durumla yüzleşmeye hazır hissetmiyor. 1880lerin sonlarında bir kızın cesetlerle ilgilenmesi ne kadar abes bir durum olarak görülse de kızımız Thomas ile birlikte Adlî Tıp konusunda eğitim almak için yola çıkmış durumda. Tren yolcuğunda karşılaştıkları nahoş sürpriz ikilimizi beklenmedik bir şekilde yakalasa da Adlı Tıp eğitimi almak için yola çıktıkları düşünülünce ölülerden uzak kalamayacakları kesin.

 Eğitim alacakları şatoya vardıklarında -ki bu şatonun Drakulanın şatosu olduğu söyleniyor - okula yalnızca iki öğrenci kabul edileceğini, bu iki kişinin bir ay boyunca eğitim alacak 9-10 kişi arasında seçileceğini öğreniyorlar. Artık Londra'da olmasalar da Romanya da kadınların ölülerle haşır neşir olmalarını hoş karşılayan bir ülke değil. Kızımızın kendini kanıtlaması için çok çalışması gerek. Gördüğü kabusların da pek yardımı olduğu söylenemez.

Şatoda eğitim alacak olan tek kız olsa da burada Anastasia ile karşılaşınca biraz rahatlıyor. Audrey nin Thomas ile olan tartışması sonrası kendini daha yalnız hissetmesini bir nebze de olsa azaltan tek şey yeni edindiği arkadaşlar. Ölümler devam ederken dostla düşmanı ayırmak çok zor. Şatonun altındaki gizli yollar, vampir yarasalar, Drakula nın gerçek varisi, kansız cesetler, vahşi ve kanlı tasvirlerle dolu resimler ile tam bir gotik havasına sahip bir kitap.

 İlk kitapta Thomas in küstah tavırları beni bir parça sinir etse de, bu kitapta çok sevimliydi. Beni rahatsız eden şey ise olaylarin çok yavaş gelişmesi. Kitabın ilk 200 sayfası 4-5 günü anlatıyor sadece. Ayrıca Audrey nin yaşadığı trajediyi anlasam da kendini paranormal olaylara bu kadar kaptırması bana biraz uyumsuz hissettirdi. Sürekli izlendiğini, ormandaki kurtları felan düşünmesi çok fazla kendini tekrar etti.

Thomas in kız kardeşi çok gereksiz bir karakterdi. Kurgudaki tek işlevi ilk karşılaştıklarında Audrey nin Thomas ı kıskanmasına sebep olmuş olması. Kurgunun ilerleyen bölümlerinde ne olursa olsun bu mesele çok hızlıydı. Sanki yazar bak ben bu karakteri ileride kullanıcam dercesine gösterdi çekti.

 Kitap boyunca gerçek katilin kim olduğuna dair bir çok farklı fikir geçti aklımdan. Ne zaman birinden şüphelensem Audrey de ondan şüphelenmeye başlayınca kurgu gereği katilin o olmayacağını anladım. Kitap akıcı ve güzeldi. Karakterleri sevsem de özellikle Audrey e tam olarak bağlanamadığımı hissediyorum.  Thomas ise kırdığı potlar sebebiyle biraz beni kızdırsa da şımarık tavırlarıyla ilgi çekici bir karakter. Kitap akıcı lakin çok fazla gereksiz betimlemeyle uzatıldığını düşünüyorum. Tamam gotik bir geçmişe sahip karanlık bir şatoda bulundukları için her ayrıntıyı anlatmak mantıklı gelebilir ama bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Bunun dışında sevdim ve seriye devam edeceğim.



26 Ekim 2022 Çarşamba

Two Cops (Dizi Tanıtım ve Yorum)

''Yeterince uzun süre polislik yaparsan, canla başla yakalamak istediğin bir suçluyla karşılaşırsın...''

Şiddet suçları bölümünde polis olan oğlumuz ortağı ile gelen bir ihbarı değerlendirirken saldırıya uğrar ve ortağı öldürülür. İşte bu katil oğlumuzun kara listesinde ilk sıraya böylece yerleşir. Sağlam dövüş yetenekleri olan oğlumuz suç dünyasının altını üstüne getirip o katili bulmaya kararlıdır. Gelgelelim yozlaşmış üst makamlar olayın üstünü örtmek niyetindedir ve bunun için sahtekarlık yapma konusunda uzman birini suçlu göstermeye çalışırlar. Şüpheliyi yakaladığında işler daha da karışacak ve ikilimizin ruhları yer değiştirecek. Dolandırıcının bedenindeki polis yoğun bakımda yatarken, polis bedenindeki dolandırıcı adını temizlemeye çalışacak. Bir de bakıyoruz ki bu durum devamlılığı olan bir durum değil. arada bir dolandırıcımız istemeden de olsa polisin bedeninden çıkıyor. Sesini bir tek polis abimiz duyuyor. Bir şekilde polis abimizi varlığına inandırdığında ikili hem ölen polisin katilini hem de 16 yıl önce gerçekleşen bir kazanın gerçeklerinin peşine düşüyor. Yollarına çok fazla engel çıkacak lakin ikilimiz zeki ve kurnaz. Bulabildikleri her yerden yardım alacaklar ama ölümlerin devam ediyor olması hiç hayra alamet değil.

Diziye başlarken böyle fantastik bir olay beklemiyordum o nedenle biraz şaşırdım. Kurgunun gidişatına alışana kadar biraz bocaladım. Ama bu benim konu hakkında bilgim olmamasına rağmen dizinin kurgusunu biliyormuş gibi hissetmemden kaynaklı. Baştan söyleyeyim mantık hataları, yozlaşmış polis teşkilatı ve baş roldeki tüm karakterlerin hayatlarının geçmişte yaşanmış bir olayla birbirine bağlı olması klişesiyle yine de güzel bir diziydi. Oğlumuz zaten ikili rollerin altından iyi kalkıyor. Başrol kızımız çok tatlıydı. İzlerken eğlendim ben.


23 Eylül 2022 Cuma

Jealousy Incarnate (Dizi Tanıtım ve Yorum)

(24 Bölüm)

Oğlumuz bir kanalda ünlü muhabirdir. Hitabet yeteneği ve yakışıklılığı ile büyük ilgi gören oğlumuz ailevi bir skandalın ardından Bangkok a gidip üç yıl geri dönmez.

Kızımız ise spiker olmak istese de, oğlumuzla aynı kanalda hava durumu sunuculuğundan ileriye geçememiştir. Annesi ve babası olmadığı için erkek kardeşini büyüten ve okul masraflarını karşılayan kızımız canını dişine takıp çalışsa da ekonomik olarak zor durumdadır. Üç yıl önce hoşlandığı muhabir (oğlumuz) kanala geri döndüğünde aralarında tatsız bir olay yaşanır. 

Kızımızın uçarı tavırlarını fazlasıyla tuhaf bulan oğlumuz -ki nedenini öğrenene kadar ben de yok artık dedim- ona inanmaz ama gel gelelim kızımız haklı çıkar. Oğlumuzun beklenmedik bir hastalık anında kendisini olayın içinde bulan kızımız bu konuda oğlumuza destek olur. Artık üç yıllık aşkını geride bırakmayı başarmış olan kızımızın tek amacı spiker olabilmek ve kardeşini tıp fakültesinde okutabilmektir. Bir de oğlumuzun zengin ve yakışıklı arkadaşı bu ilişkiye ekleniyor. Muhabir oğlumuz pekte ciddi olmadan kızımızla arkadaşının arasını yapıyor. İkilinin ilişkisi ciddiye bindiği sıralarda muhabir oğlumuz da yavaş yavaş gönlünü kızımıza kaptırdığını fark ediyor. Dostlukları kuvvetli olan iki oğlumuzun arasındaki çatışma görülmeye değer. Kızımız ise zengin-fakir çatışması arasında kalıyor. 

Ablamız her rolünde çatlak ya. :) Kendisini daha önce izlemediyseniz belki farklı gelebilir.  Bazı hareketlerini fazla yılışık bulsam da isyan hallerine bayılıyorum. Birilerini azarlarken ve acı gerçekleri açıklarken... Oğlumuzun da bunalımları, krizleri ayrı bir komik. Dizide aşk üçgeninin zirvesini görüyoruz. Aslında sevmiyorum bu kadar kararsız karakterleri ama kızımız durumun farkına varınca iki veledi de terk etme kararı aldı. :) İkili kızımız yüzünden birbirine girdiğinde  'İkinizin birlikte benim arkamdan sövmesi gerekmiyor mu, niye didişiyorsunuz?' diye ikisini de azarladı. İkilimiz kızı da kaybetmek istemiyorlar, birbirlerinin dostluklarını da. Tam bir çıkmaz. Ama komikti. Kızımız dediğini yapıyor ve ikisiyle de ilişkisini kesiyor. Lakin veletler peşini bırakmıyor tabi. Sonrasında ise saçma sapan komedi tufanı. :)

4 Eylül 2022 Pazar

Nobody Knows (Dizi Tanıtım ve Yorum)

Her şey 19 yıl önce, kızımız henüz lisedeyken en yakın arkadaşının bir seri katil tarafından öldürülmesi ile başlıyor. Arkadaşının ölmeden önceki son aramasını açmadığı için sürekli kendini suçlayan kızımız, kısa süre sonra katilden bir telefon alıyor. Katil bu konuşma sırasında kızımızı psikolojik olarak yerle bir ederken son cinayetinin arkadaşı olduğunu söylüyor. Kızımız ise polis katilin peşini bırakmasın diye katilin telefonda tekrar öldüreceğini söylediğinden bahsediyor.

Geliyoruz günümüze. Kızımız sağlam bir polis olmuş ve hala bu seri katilin peşinde.  19 yıl önceki davayı tekrar incelemek ve o zamanlarda bulunmayan imkanlarla delilleri tekrar gözden geçirmek niyetinde. Bir ipucu buluyor da. Peşine düştüğünde ise hayatının amacı haline gelmiş olan katil ile karşılaşıyor. Ama hiç de beklediği gibi değil.

Bir yandan da polis kızımız yeni bir binaya taşındığında alt katında oturan minik çocukla zaman içinde gelişen ilişkilerini görüyoruz. O minik çocuk artık sekizinci sınıfta. Bir süre sonra abla kardeş gibi olan ikilimizi büyük bir trajedi bekliyor.

2 Eylül 2022 Cuma

(BCP - Ağustos) Catch Me If You Can (Film Tanıtım ve Yorum)


BCP (Blogları Canlandırma Projesi) kapsamında bu yıl da etkinliğimize devam ediyoruz. Etkinlik için her ay bir tema belirliyoruz ve o temaya uygun film-dizi-kitap üçlüsünden en az birini izliyor-okuyoruz. Ay sonunda yorumlarımızı yayınlayıp, birbirimizin bloglarını ziyaret ederek trafiği ve aktifliği arttırmayı planlıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayın. Etkinliğe katılmak isterseniz yorumlarda belirtin. :) (Etkinliğe katıldıysanız diğer üyelerin yazılarına yorum bırakmayı unutmayın.) Ağustos ayının teması Latin Amerika - Seçkin Yazar ve Yönetmenlerdi. Okumak istediğim ve baş ucuma yığdığım onca kitaba elim gitmedi bir türlü. Sonunda yönetmene karar verip bir film izleyeyim dedim. Yönetmenimiz; Steven Spielberg.

Ünlü Filmleri: Saving Private Ryan (Er Ryan’ı Kurtarmak), Schindler’s List (Schindler’in Listesi), Raiders of The Lost Ark (Kutsal Hazine Avcıları), Catch Me If You Can (Sıkıysa Yakala), Ready: Player One (Başlat), E.T.

Önemli Ödülleri: Oscar: En İyi Yönetmen, En İyi Film,
BAFTA: Akademi Bağlılık, En İyi Film,
Golden Globe: En İyi Yönetmen


Alıntı; (Film; Frank Abagnale Jr. in kendi hayat hikayesini yazdığı kitaptan uyarlanmış. Frank William Abagnale Jr. (d. 27 Nisan 1948), 1960'lı yıllarda çek dolandırıcısıydı. 1964'ten 1967'ye kadar başarılı bir şekilde Panam Hava Yolları'nda çalışan bir pilotu taklit etti ve 2 milyon milden fazla mesafeyi ücretsiz uçtu. Aynı dönemde Georgia eyaletindeki bir hastanede yatılı çocuk doktoru ve Louisiana eyaletinde savcı yardımcısı olarak çalıştı. Yakalandığında Birleşik Devletler tarihinin en genç ve en cesur dolandırıcısı olarak görülüyordu. 26 yabancı ülkede ve 50 eyalette 4 milyon dolar değerinde sahte çek bozdurdu, üstelik hepsini 19 yaşına basmadan yapmıştı. Fransa'da yakalandı ve 12 yıl ceza alarak mahkûm edildi. Bir süre sonra FBI'dan gelen teklifle kalan cezasını çekmek için FBI'da Check Fraud (çek dolandırıcılığı) departmanında çalışmaya başladı. Cezası bitince FBI'dan ayrıldı. Günümüzde Abagnale and Associates isimli finansal dolandırıcılık danışmanlık şirketini yönetiyor.)

Frank (Leonardo DiCaprio) 21 yaşına kadar doktor, avukat ve bir pilot olarak çalıştı. Daha 16 yaşındayken yeni okulunda vekil öğretmen numarasıyla tüm sınıfa bir hafta ders veren Frank genç yaşına rağmen dolandırıcılık konusunda ustaydı. Anne babası ayrılma kararı alınca evden kaçan ve kaybettikleri mal varlıklarını geri kazanmak için yollara düşen Frank in bankaları, havayollarını, FBI ajanlarını nasıl kandırdığını izliyoruz.

Aslında filmin psikolojik tarafını da incelemek lazım. Çünkü Frank in o yaşlarda yollara düşüp bunca dalavere ile uğraşmasının asıl nedeni mükemmel ve mutlu bir aile hayatı varken bir anda sahip oldukları malları ve aile huzurunu kaybetmiş olması. Film boyunca Frank in eski hayatını geri kazanmak için verdiği çabayı görüyoruz. Para kazandıkça ailesinin eskisi gibi bir araya geleceği düşüncesine sıkı sıkıya tutunmuş durumda. Hatta bu fikre büyük bir inançla bağlı. Bu nedenle filmin eğlenceli olduğu kadar hüzünlü bir tarafı da olduğunu düşünüyorum. :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...