Bir cinayet romanı yazarı, bir oyun yazarı, bir avukat, bir doktor, bir gelin ve bir nedime... Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde cam bir evde bir araya gelirler. Durun bir dakika... Hadi işi biraz ilginçleştirelim. Fıkra değil de, korku masalına ne dersiniz?
Kitabımız, ormanda canı pahasına koşan biriyle başlıyor. Sonrasında yarım yamalak hatırladığı araba farları... Ve kendini hastanede buluyor.
Ardından başka bir zaman diliminde, evden sadece koşu yapmak için çıkan, insanlardan kendini soyutlanmış yazarımız Nora, on yıldır görmediği birinden bekarlığa veda partisine davetiye alıyor.
Hala görüştüğü tek arkadaşı Nina ile bir şekilde katılmaya karar veriyorlar ve on yıldır uzak durduğu yere şimdi kendi isteğiyle dönüyor. Burada hatırlamak istemediği çok fazla anısı var Nora nın. Bir kaç kişi arasında yapılacak bekarlığa veda partisinde kalacakları evi müstakbel gelinin nedimesi Flo ayarlıyor.
Nora ve Nina dan sonra iki kişi daha geliyor Cam Eve. Flo -baş nedime- biraz tuhaf biri.Her karakter birbirinden tuhaf. Hiç biri göründüğü kadar masum değil.Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdeki bu evin bir adı var; Cam Ev. Adına yakışır bir şekilde ormana bakan duvarı boydan boya cam. Bazıları bu durumdan hoşlanabilir, doğayla iç içe bir dünya. Ama Nora bunu ürkütücü buluyor. Sanki kendileri sahnedeymiş, ormanda gizlenen korkunç şeyler gözlerini dikmiş onları izliyormuş gibi.
Gelinimiz Clare, sonunda arkadaşlarının yanına geldiğinde Nora yı kötü bir sürpriz bekliyor. Nora nın geçmişi, Clare nin geleceğini şekillendirmek üzere.
Baş karakterimiz Nora fazlasıyla pısırık, itaatkar ve ürkek biri. İstemediği şeylere bile hee tamam diyor. Kendisi de bunun farkında. On yıl önce terk ettiği insanların hala üzerinde böyle bir etki bırakabiliyor olmaları onu öfkelendiriyor. Onlara ve kendine karşı...
Hastanede kendine gelmeye başladığında yaşadıklarını tam olarak hatırlamıyor. Polislerin konuşmalarından cinayet soruşturması kelimelerini yakalıyor ama kimin öldüğünü bilmiyor.
Her ne kadar Nora nın itaatkar tutumu sinirlerimi hoplatsa da, kitap gerçekten akıcıydı. Katil için zaten iki seçenek vardı bana göre. O nedenle pek şaşırmadım. Finalde her şey açığa çıksa da, verilen kaybın trajedisi yüzünden buna mutlu bir son diyebilir miyim, bilmiyorum. Öyle bir trajedi olmadan fazla mı pembe dizi tadında olurdu? Nora nın bu kayba yıllardır bağımlı olması, okurken sanırım daha büyük bir trajedi gibi hissettirdi. Bu nedenle biraz fazla gibi geldi. Ama bu olay olmadan da kitabı düşünemiyorum. Neyse bence gayet tadında bir gerilim kitabıydı.
Bu yazarın bir kitabını okumuştum :) buna da bakayım :)
YanıtlaSilBen de daha önce 10 Numaralı Kamara kitabını okumuştum ama pek beğenmemiştim. Bu kitabı daha çok sevdim. ☺️
SilTeşekkür ederim. 😂 Ahh o heves kaçma meselesini bilmez miyim...
YanıtlaSilNora bunu beğendi 😂😂 Şaka bir yana kitabın konusu gerçekten ilginç ama ben asla korku-gerilim okuyamıyorum. Küçük çocuklar gibi tir tir titriyorum, kalbim çok hızlı atmaya başlıyor. Ama ilgimi de çekmiyor değil 🙈 Şaşırtıcı bir şekilde Yabancı'nın bu kitabını ilk defa gördüm, tanıtım için teşekkürler 💕 Alıntılara da bayıldım, emeğine sağlık 😍
YanıtlaSilBen severim gerilim kitaplarını ve filmlerini. Aslında çok fazla gerilim içermiyor kitap. ( Gerilimi sevdiğim için pek emin değilim bu yargılamadan😂) Bence daha çok gizem ağırlıklı.
Silgerilim gizem severim :) konusu değişik. o evden ben de korktum duvarları sadece cam ve hiç korunaklı değil. ormanda neler var nelerr..
YanıtlaSilGerçekten ürkütücü. Özellikle kış aylarında. 😔
SilGerilim kitaplarına bayılırım senin bu tarz bize sunduğun kitaplar çok güzel oluyor kesinlikle bakacağım ellerine sağlık ❤️❤️❤️❤️
YanıtlaSilUmarım beğenirsin. Teşekkürler ☺️
SilYazını okurken konuyu dizi gibi kafamda canlandırdım. Gerilim türünü severim. :)
YanıtlaSilBeğendiğine sevindim. Sanırım hepimiz gizliden gizliye birer adrenalin bağımlısıyız. :))
Sil