Suyun Gazabı - Elise Kova (Kitap Tanıtım ve Yorum)

 

• Hava Uyanıyor
• Ateş Düşüyor
• Toprağın Sonu

Hava Uyanıyor serisinin dördüncü kitabı ile geldim. İlk üç kitabın tanıtımı için üstteki linklere tıklayın. Serinin dördüncü kitabı olduğu için ilk üç kitaba dair spoiler bulundurduğunu hatırlatayım. :)

 Aldrik ve tüm sevdiklerinden uzaklaşalı iki ay geçen Vhalla batıya doğru ilerlemiş durumda. Rüyalarında yine Aldrik in anılarına sızıyor istemeden de olsa. Bu durum Aldrik ten ne kadar uzak olsa da hayatını cehenneme çevirmeye yetiyor. Neredeyse her gece bu tür işkencelere maruz kalıyor.

 Burada gündüzleri bir kitapçıda çalışıyor geceleri kitapçının üzerindeki odalardan birinde kalıyor. Önceki kitapta kızımızı öldürmeye çalışan Jadar Şövalyeleri hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyor. Bu arada kızımız Aldrik in dayısı olan Lord Ophain Ci'Dan ile karşılaşıyor.

Kimliğini gizlemeye devam etmek çok daha cazip gelse de, Lord Ci'Dan dan Jadar Şövalyeleri hakkında bilgi almak için gizlice onunla görüşme riskine giriyor. Tabi bir de neredeyse celladı olacak olan Albay Schnurru da görüyor. Dikkatli olması gerek.

  Vhalla uzun yıllar önce insanların aç gözlülüğü sebebiyle Kristal Mağaralarında ortaya çıkan kötülüğün sebep olduğu büyük savaşın gizemini çözmeye çalışırken Jadar Şövalyeleri; 150 yıl önce Rüzgargüdücülerin zincire vurulup yetenekleri ile Kristal Mağaralarında çalıştırılmaları gibi kızımızı kullanma niyetinde. Saçma bir şekilde yakalanıyor kızımız.

 Doğu ve Rüzgargüdücülerin sırlarını ve Jadar Şövalyelerinin tekrar savaş çıkarma niyetlerini de öğreniyor. Beklenmedik bir yardım ile ellerinden kurtulup tanıdık simalarla karşılaşınca kaçmaktan yorulduğunu fark ediyor. Savaş sonunda kendisine verilen ve onu sevdiklerinden koparan Divan Leydisi unvanıyla Başkentte dönüp hakkındaki suçlamalarla yüzleşme kararı alıyor.

 Halkı arkasına alan Vhalla aksini iddia eden Senatörlere rağmen suçsuz ilan ediliyor. Tam her şey yolunda gidiyor derken kızımız İmparatorun savaşı ileriye taşıma planlarını duyuyor. Amacı Jadar Şövalyeleri gibi  kızımızı kullanıp Kristal Mağaralarındaki kristalleri kullanılabilir hale getirmek ve bir canavar ordusuna sahip olmak. Tek kurtuluş yolu mağaraları yok edip kullanılamaz hale getirmek.

Kızımız çocukluğunun geçtiği saray kütüphanesinde dayanabileceği bir dayanak arıyor ama kapılar yüzüne kapanıyor. Altın Muhafızlar in yanına gittiğinde dostlarıyla bir aradayken bir nebze olsun kendini buluyor. Veliaht Prensin nişanlısı olan Prenses Sehra ile yaptığı bir konuşma kafasını karıştırsa da kızımız ne istediğini gayet iyi biliyor. Kristal Mağaralarını mühürlemek için yapılan hazırlık kızımızın günlerini ve gücünü tüketiyor. Bu olaydan kimsenin haberi olmamalı. Düşmanları gölgelerde onun tökezlemesi için fırsat kolluyor.

Aldrik in Vhalla yı tekrar kaybetmeye niyeti yok ama sevdiği birinin hastalık haberi Aldrik i daha da yıkıyor. Birbiri ardına gelen ihanetler ve verdikleri kayıplar ikilimizi büyük bir buhrana sürüklerken ortada çok büyük bir tehlike kol geziyor. Kristal Mağaralarındaki gücü ele geçirmeye çalışanlar tüm ülkeyi tehdit ederken bu tehdidi ortadan kaldırmak için bir kez daha canlarını tehlikeye atmak zorunda kalacaklar. Ve güvendikleri dağlara karlar yağacak.

Bu kitapta çok fazla belirsizlik olduğu için, bir şeylerin açıklığa kavuşmasını beklerken çok büyük bir heyecanla okudum. Jax ile yakalandıkları sahne saçmaydı. Okurken yok artık dedim. İki savaş kahramanı bu kadar kolay yakalanmamalı. Kaldı ki sen Rüzgargüdücüsün, pencereden kaçsana. Bu sahne kelimenin tam anlamıyla acemiceydi. Yazar nasıl böyle bir hata yaptı bilmiyorum.

 Vhalla artık büyüdü. Canının acıtacak da olsa büyük kararlar alıp arkasında durabiliyor. Aldrik ile yüzleşmelerini merakla bekledim. Daha dik daha keskin bir Vhalla beklemiştim. Beklediğimden daha sakin bir görüşmeydi. Yine de Vhalla nın gerçekleri Aldrik e hatırlatması ve en küçük bir yanlışın İmparatorluğu savaşa sürükleyeceğini açıkça belirtmesi aralarındaki duvarı bir nebze de belirginleştirdi. 

Yine akıcı ve güzeldi. Finaldeki şaşırtmacayı takdir ettim.