23 Haziran 2022 Perşembe

(BCP Haziran) Hava Uyanıyor - Elise Kova (Kitap Tanıtım ve Yorum)

BCP (Blogları Canlandırma Projesi) kapsamında bu yıl da etkinliğimize devam ediyoruz. Etkinlik için her ay bir tema belirliyoruz ve o temaya uygun film-dizi-kitap üçlüsünden en az birini izliyor-okuyoruz. Ay sonunda yorumlarımızı yayınlayıp, birbirimizin bloglarını ziyaret ederek trafiği ve aktifliği arttırmayı planlıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayın. Etkinliğe katılmak isterseniz yorumlarda belirtin. :) (Etkinliğe katıldıysanız diğer üyelerin yazılarına yorum bırakmayı unutmayın.)

Haziran Ayının Teması Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi - Fantastik. Epik fantastik ya da fantastik türüne dahil olan her şey kabulümüz. Ben bu tema için kitaplarını geçen sene tamamladığım beş kitaplık Hava Uyanıyor serisini okudum. Seri diyorum çünkü şuan beşinci kitabı okuyorum, bitmek üzere. Elbette hepsini tek tek etkinlik kapsamında yayınlamayacağım. Ayrıyeten yayınlarım. Vel hasıl ben güzel bir seriyle kitap okuma hızıma geri döndüm. :) Gelelim serimizin ilk kitabına;

Vhalla Yarl, Başkent e taşınalı yedi yıl oluyor. Şuan 18 olmak üzere. Saray kütüphanesinde çırak olan Vhalla, savaştan dönen yaralı prens (hangi prens olduğu meçhul) haberinin ardından tüm kütüphane çalışanları ile birlikte prensin iyileşmesini sağlayacak tedaviye dair en küçük ihtimalleri dahi araştırmaya başlıyor. Kitapları ve okumayı çok seven kızımız çalışma saatlerinde dahi kütüphanenin bir köşesinde gizli gizli kitapları karıştırdığı için pek çok kaynağı eliyle koymuş gibi buluyor.

Her ne kadar halk tarafından büyücülerin varlığı bilinse de (Ateştaşıyıcı, Suakıtıcı, Yerkırıcı, Rüzgargüdücü) tüm sıradan insanlar gibi çocukluğundan beri büyücülerin tehlikeli ve kötü oldukları (bir savaşa sebep olmuşlar) fikriyle büyüyen kızımız, Büyücülük Bakanının kendisini ziyaret etmesiyle telaşa kapılıyor. Bu hiç de hayra alamet olamaz. Büyücülük Bakanı beklenmedik, gülünç bir iddia atıyor ortaya. Kızımızın da bir büyücü olduğu... Tabi ki inanmıyor kızımız. Normal insanların büyücülük konusundaki sahip oldukları önyargı sebebiyle bu meseleden arkadaşlarına dahi bahsedemiyor.

Kafa karışıklığı ve katıksız inkar dönemi sürerken içten içe merak ettiği büyücülük konusunda okuduğu bir kitapta kendine yazılmış bir mektup buluyor kızımız. Böylece Hayalet adını verdiği bu gizemli kişiyle yazışmaya başlıyor. Hayalet, büyücülük konusundaki önyargılarını yıkmasına yardım ediyor ama nasıl; küstah bir üslupla, kızımızı bilgi konusunda kışkırtarak. Gel gelelim bu gizemli hayalet aslında savaştan yaralı dönen Ateştaşıyıcı olması hasebiyle Ateş Lordu lakabı verilen Veliaht Prens Aldrik'ten başkası değil. 

Ardından kızımızın bir Rüzgargüdücü olduğunu öğreniyoruz. Yaklaşık 150 yıldır hiç Rüzgargüdücü gelmemiş. Dolayısı ile bu kızımızın kıymetini ve düşmanlarının sayısını arttırıyor. Güçlerinin tam olarak ortaya çıkması yani Uyanış için kızımızın biraz iteklenmesi gerekiyor. Tam anlamıyla iteklenmesi... Kızımız Uyanıştan zor kurtuluyor ve birilerine çok öfkeleniyor. Haklı da. Prensin yaptığı saçma sapan hareketten sonra altta alıntıladığım kısmı tekrar tekrar okuyarak içimi rahatlattım biraz. :)

(Prens uzun bir an boyunca gözlerini dikerek ona baktı. "Eğer durum farklı olsaydı ve sen bir Rüzgargüdücü olmasaydın, o zaman ölümüne sebep olurdu." 

Prens Aldrik bu fikir daha önce aklına gelmiş de önemsememiş gibi bir ifadeyle omuz silkti.

"Seni şerefsiz." Kelimeler Vhalla'nm ağzından düşünmesine fırsat kalmadan çıkmıştı fakat söylediği için neredeyse hiç pişmanlık duymuyordu.

Prens Aldrik, "Ne dedin sen?" diye hırladı.

Benzer şekilde alaycı bir hırlamayla, "Siz, prensim," dedi. "Bencil, egoist, kendini beğenmiş, dar görüşlü, kibirli, kendinden başka kimseye değer vermeyen," sinirlerinin artık tepesine çıktığını hissediyordu, "şımarık bir şerefsizsiniz!" diye bağırdı.'')

Vhalla bir seçim yapmak zorunda. 143 yıldır gelen ilk Rüzgar Güdücü olmayı kabul edebilir ya da yeteneklerinin elinden alınması için Defedilme işlemini seçebilir. Seçim için süre isteği gönülsüzce kabul görüyor. Kazandığı bu bir aylık sürede gücünün sınırlarını ve şımarık prensin kendisi hakkındaki planlarını öğrenmesi gerek. Bir karara varana kadar kütüphanedeki görevine geri dönüyor.

Bu tatsız(!) olayın ardından kibirli prensimiz Aldrik ile Vhalla nın beklenmedik karşılaşması bazı şeyleri açıklığa kavuştursa da hala pek çok bilinmeyen var. Kızımız gücü ortaya çıkmadan önce savaştan dönen prensin iyileşmesi için -ki onun malum küstah olan olduğundan habersiz- farkına varmadan yaptığı şey büyük bir sürprize sebep olmuş. Kızımızın güçlerinin beklenmedik bir şekilde artıyor oluşu hem kendisi hem etraftakiler için tehlikeli. Varlığından rahatsız olan düşmanları da unutmamak gerek.

Serimizin teması fark ettiğiniz gibi Avatar ı anımsatıyor. Lakin onun gibi her sezon yeni bir güç kazanmıyor karakterimiz. Vhalla karakterini sevdim. Mükemmel bir karakter olmayışı onu sevilesi kılıyor. Aşk üçgenlerini sevmem ama sahip olabileceği ile sahip olmak istediği şey arasındaki tereddüdünü anlayabiliyorum. Yazar karakterin kaldığı ikilemi güzel açıklamıştı bence. Daha ilk iki mektupta gizemli kişinin kim olduğunu anladım. Yine de hayaletinin küstah kişiliği sebebiyle mektuplaşmalarını okumak sıkıcı bir hal almadı. Prensin yaptığı akıl almaz saçmalık sonrası kızımız prensin ağzının payını güzel verdi lakin sonra bunlar aşık olursa deli olurum ben. (şaşırtmadı) Ayrıca gözüme batan bir diğer nokta ise prensin karakter değişimi çok hızlı olmasıydı. Bir bakıyoruz yaptığı şey yüzünden pişkin ve umursamaz bir tavır sergilerken iki gün sonra süt dökmüş kedi gibi özür diliyor. Bu geçiş fazla hızlıydı. Prens, burnundan kıl aldırmaz tavrına rağmen gizli gizli kızımızı ziyaret etseydi mesela. Okuyucu bu durumda şımarık veledin içten içe pişmanlık duyduğunu anlayabilirdi ve keskin bir karakter değişiminin önüne geçilmiş olurdu. Tüm bu yazdıklarım ve içinde barındırdığı tüm klişelere rağmen kitap güzel ve akıcıydı. Bir buçuk günde okudum bitti. Okumak isteyenlere tavsiye ederim. :) 


24 yorum:

  1. Serinin girişini pek çok filme benzettim aslında. Harry Potter, Uyumsuz vs, daha orijinal olabilirmiş. :) Umarım tarz olarak hiç sevmediğim Gece Evi Serisi'ne benzemiyordur, aşk falan diyince o aklıma geldi nedense. İlerleyen kitapları nasıl acaba? :)
    Ben bu ay geçilebilirim biraz, sınav maratonundan içim sıkıldı, kendimi geri çektim blogdan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Klasik distopya-fantastik örneği. Serinin son kitabını okuyorum beni çok rahatsız etmedi klişeleri. Seri okumayı özlediğim için olabilir tabi. Yazarın kaleminin çok akıcı olduğunu soyleyebilirim.
      Bazen ara vermek iyi geliyor insana :)

      Sil
  2. Şimdi bişey demek istiyorum. Bu seriyi yüz bin milyon kere gördüm. Ama bir kere bile hakkında bir yazı okumadığım için dikkatimi çekmedi. Şimdi gidip hepsini alıcam. :)
    Yorum yazın çok tatlı olmuş ve ben hemen bu hikayenin peşine düşmek istedim resmen. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene çok sevindim. Yine de büyük bir beklentiyle başlamanı istemem. Seride pek çok klişe var ama yazarın dili çok akıcı, insan elinden bırakamıyor. :)

      Sil
    2. Olsun klişeler iyidir. Klişeleri severiz. :)

      Sil
    3. Karaktere bağlanabilirsek tüm klişeler kabulümüzdür. :)))

      Sil
  3. oleeey, gelcem yine okumayaaa :) yazdım ben daaa :)

    YanıtlaSil
  4. ne keyifli eğlenceli konu öyle, vhalla evet belli tatlı biri, demek hemen anladım gizemli kişiyi :) okunabilirmiş evet, beş kitap yani öyle mi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün hataları ve kahraman olma sevdasına rağmen sevdim ben Vhalla yı. :) Bu seri beş kitap. İkilinin çocukları hakkında ayrı beş kitap daha var. Çevrilmedi. Ayrıyeten üç kitaplık ukala prensimizin kardeşi Prens Baldair ve onun muhafızları hakkında bir yan seri de var. İlk kitabı Tahtın Köpeği çevrildi Türkçeye. :)

      Sil
  5. Bu ayın BCP konusu çok güzelmiş ben daha yazmadım, yazacağım.
    Bu seriyi çok duydum ama inceleme ,okuma fırsatım olmamıştı. Karakter analizi güzeldi konusu da merak uyandırıcı, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merakla bekliyorum bu ayın yazılarını. Ayın teması ayrı bir güzel. :)

      Sil
  6. Hava Uyanıyor serisi biraz okumayı istediğim biraz da klişelerden uzak durmak istediğim bir seri. Vhalla'nın 143 yılın ardından gelen ilk Rüzgar güdücü olması bana şu an okuduğum Gölge Ve Kemik kitabındaki Alina'nın da uzun yıllardır aranan Güneş'in Elçisi olduğunu anımsattı. Bu güzel tanıtım ve yorum için teşekkürler, kalemine sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fantastik-distopyalarda özel ve bulunmaz olma zorunluluğu var gibi. 😂

      Sil
  7. Avatar'ı çok severdim. Bir ara tekrar izlemek istiyorum. Dört elementle ilgili eserler ilgimi çekiyor. Bu seriyi birkaç blogda görmüştüm ama okunacak o kadar kitap ve seri var ki buna sıra gelmedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Avatarı ben de severim hatta Korra nın bölümlerine de başlamıştım bir ara. :) Okunacak çok fazla kitap var. :)

      Sil
  8. yaa Sude gibi ben de gölge ve kemik serisine benzettim ama o dolu dolu bir seri bunda sanki biraz özenmişlik var gibi gerçi okumadım ama dur bakalım meraktan okurum ben de ^^ bu tür kitaplarda karakter gelişimleri ve olaylarla aralarındaki bağları çok önemsiyorum çünkü kurguyu gerçek hissettiren önemli detaylar bunlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Grisha serisini okumadım. Dizinin ilk sezonuna bakmıştım. Karakterlere pek ısınamamıştım. Yine de kitapları okumayı düşünüyorum. Bu serinin mükemmel olduğunu iddia edemem ama doğru zamanda okuduğumu düşünüyorum. :)

      Sil
  9. Kitapları genelde konularını çok da bilmeden okumayı sevdiğim için yazının tamamını okuyamadım, bir göz gezdirdim yalnızca. Bu merak ettiğim bir seri, özellikle kafa dağıtmak ve keyifli vakit geçirmek için okurum diye hevesleniyorum. Hızlı okunduğunu söylemene bu yüzden çok sevindim. Tam yazın okunacak bir kitap gibi, aksın gitsin, yormasın, keyif versin... Umarım ben de bu yaz okuyabilirim en azından ilk kitabını :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de özellikler seri devamı olan kitap yorumlarını tamamen okumuyorum. :) Seri tüm klişeleriyle akıcı bir uslüba sahip. Şimdiden keyifli okumalar. :)

      Sil

  10. Eğlenceliymiş. Klişe falan ama okuyasım geldi, sevdim. Romantik tarafım prensle olmasını istiyor hehehe. Ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Klişelerle dolu olsa da çok akıcı bir seri. Ben beğendim. :)

      Sil
  11. Ben de birazcık Gölge ve Kemik kitabına benzettim. Akıcı olsa da bayağı tanıdık bir kurgusu var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gölge ve Kemiği okumadım ama ilk sezonu izledim.
      Sisteme karşı duran ya da umut ışığı olan kişinin beklenmedik biri çıkması pek çok distopya-bilimkurgu kitabının temeli. :)

      Sil

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...