30 Kasım 2021 Salı

(BCP - Kasım) Kırmızı Pazartesi - Gabriel García Márquez


BCP (Blogları Canlandırma Projesi) kapsamında her ay bir tema belirliyoruz ve o temaya uygun film-dizi-kitap üçlüsünden en az birini izliyor-okuyoruz. Ay sonunda yorumlarımızı yayınlayıp, birbirimizin bloglarını ziyaret ederek trafiği ve aktifliği arttırmayı planlıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınEtkinliğe katılmak isterseniz yorumlarda belirtin. :) (Etkinliğe katıldıysanız diğer üyelerin yazılarına yorum bırakmayı unutmayın. Yazı yayınlamasanız dahi vakit bulduğunuzda grup üyelerinin yazılarına uğramayı ihmal etmeyin.)

Kasım ayının teması; Nobel Ödülü Almış Bir Yazar/ Oscar Ödülü Almış Film - Yönetmen. Bilgisayarım bozulduğu için bloğu boşladığım bir ay oldu benim için. Ara ara girip diğer blogları ziyaret etmeye çalışsam da, başarılı olamadım pek.  Etkinliğimiz sayesinde ayı boş geçirmemek için Kırmızı Pazartesi kitabını okumaya karar kıldım.

Yazarımız; Gabriel García Márquez (6 Mart 1927 – 17 Nisan 2014), tüm Latin Amerika'da Gabo lakabıyla bilinen Nobel Edebiyat Ödüllü(1982) Kolombiyalı yazar, romancı, hikâyeci ve oyun yazarıdır. 

Arka Kapak:

Kolombiyalı büyük yazar Gabriel García Márquez’in 1981’de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya’da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar’ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli, ancaksonun baştan belli olması, kitaba sürükleyiciliğinden bir şey kaybettirmiyor.

Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin potresini de çiziyor. Böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruhçözümü niteliği de kazanmış oluyor.

Arka kapak yazısı kitabı gerçekten güzel anlatmış. 

Kitap ; "Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün..." satırları ile başlıyor. Yani en başından Santiago nun öleceğini biliyoruz. Yalnızca biz değil, herkes biliyor. Santiago nun kuzeni ve yakın arkadaşı olan anlatıcı olan karakterimiz , olaydan yirmi küsur yıl sonra olayı araştırıp ve herkesle görüşüyor ve olay günü olanları netleştirmeye çalışıyor.

İkizlerin Santiago yu öldürmeye karar vermeleri ve bunu gerçekleştirmeleri arasında geçen bir kaç saatte, ikizlerin niyetini öğrenen onlarca kişi var ve bu haber önüne geçilemeyen bir sel gibi hızla yayılıyor. Ama kimse olayı yeterince ciddiye almıyor. Tam olarak burada duyarsızlığın altını çizen bir karikatür geldi aklıma. Çizimde boğulan birinin yanından geçen onca kişi olmasına rağmen herkes başkasının yardım edeceğini düşünerek geçip gidiyordu.

Kitap güzel, akıcı ve ilginçti. Lakin aklıma takılan bir kaç mesele var. Santiago ya iftira mı atıldı, yoksa varsayılan şeyler gerçekten yaşanmış mıydı? Yazarımız da bu konuda bir karara varamamış ve her ne kadar arasa da kendisi de bu sorunun cevabını bulamıyor sanırım. (Ya da ben gözden kaçırmış olabilirim.) Ben kitabı da, yazarın anlatım tarzını da sevdim.



20 yorum:

  1. Çok duyduğum bir kitap ama konusunu bilmiyordum ilginçmiş. Fırsat olursa okumak isterim. Güzel bir tanıtım yazısı olmuş, teşekkürler. :)
    Bu ayı pas geçiyorum ben. Katılanları takip ederim artık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Etkinlik sayesinde okumuş oldum. Yoksa kim bilir ne zaman okurdum. :)

      Sil
  2. Can yayınlarının kitap kapaklarını başarılı bulunuyorum. Bence bu da güzel olmuş. Daha önce bu kitabı bir yerde de duymuştum sanki. Arka kapak yazısı ile kitabın konusu ilgimi çekti. Heyecanlı bir kitaba benziyor.
    Emeğinize sağlık, kendinize iyi bakın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok büyük bir aksiyon yok kitapta. Ama merakla okutuyor kendini. Teşekkür ederim. :)

      Sil
  3. Çarpıcı bir adı var kitabın, bende hep okuma isteği uyandırmıştı kitapçılarda gördüğümde. Konusunu öğrendiğime memnun oldum. Yüzyıllık Yanlızlık'ı da okumak istiyorum, çok genç yaşımda başlayıp bitirememiştim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özellikle arka kapak yazısı insanı iyice meraklandırıyor. :) Yüzyıllık Yalnızlık benim de listemde. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  4. Yıllar önce okumuştum. Aklımda çok kalmadı ama yazarın tarzını severim. Diğer kitapları da çok iyidir, tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de beğendim tarzını. Diğer kitaplarına da bakacağım. :)

      Sil
  5. iyi seçim eveet, müthiş yazar, bizim yaşar kemal gibin :) kitabı okumadım ama filmini çok sevdim, filmini de öğütlerim yaniii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın dilini beğendim. Diğer kitaplarına da göz atacağım. Filme de bir ara bakayım. :)

      Sil
  6. ay aralık ayı teması neydiii :)

    YanıtlaSil
  7. şimdi yazdım ben deee :) bir de, kimler yazdı sölesene, bildiklerinii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baz Cadıları ve ben yazdık bildiğim kadarıyla başka yazan yok. Seni de listeye ekliyorum hemen. :)

      Sil
  8. Çok iyi seçim olmuş. Marquez'in tarzını seviyorum, en iyi kitaplarından biri bence. Tanıtım için teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yeni tanıştım yazarın kalemiyle. Sevdim de. :)

      Sil
  9. Seneler evvel başlamıştım ama neden bıraktım hatirlamiyorum, kitabın değil benim suçumdur ama :) Bahsettiğin karikatürdeki durum, Psikolojide Seyirci etkisi olarak geçiyor. Ve hikaye de bana Bir Zamanlar Anadoluda'yı anımsattı. Ercan Kesal, doktorluk yaptığı köyde işlenmiş bir cinayeti seneler sonra o filme uyarlanmıştı. Film sürecini anlattığı kitabı da vardı: Evvel Zaman. Altını çizdiğim bir kısmı paylaşmadan edemeyeceğim :)
    "Daha tuhaf olanı ise, hastane önündeki arbede sahnesini çekerken, senaryo gereği katili oynayan oyuncuya saldıran yerel oyuncuların içindeki gençlerden birkaç tanesinin, yıllar önce öldürülenin akrabaları olduğunu iyi biliyordum. Biz çekim yaparken hamamın çatısına sıralanıp, çerçeveye girmeden bizi seyreden kasabalıların bir kısmının da, katilin akrabaları olduğu gibi."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paylaştığın alıntıyı çok beğendim.
      Kırmızı Pazartesi kitabında ikizler Santiago yu öldüreceklerini onlarca kişiye söylüyor ama herkes öyle ya da böyle, bir şekilde Santiago ya haber verme işini başkasına yüklüyor.
      Bahsettiğin kitaba bir göz atacağım. Teşekkürler. :)

      Sil
  10. Okuma hevesiyle bir ara almıştım ama ders çalışmaktan dolayı rafta bekletiyorum tümüyle aklımı kitaba vermediğimde okumak gelmiyor içimden önümdeki sınavı atlatayım okuyacağım ben de ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sınav için başarılar diliyorum. Şimdiden keyifli okumalar o vakit. :)

      Sil

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...