"Tony, tehlikeli bir vampir. Elinden kaçıp saklanalı üç yıl oluyor. Ama benden hala vazgeçmiş değil. Ben ise onun eline tekrar düşmektense ölmeyi yeğlerim. Neden mi peşimde? Çokta önemli değil.Sadece etrafta dolaşan ruhları görüp konuşabiliyorum. Aa bir de geleceğe dair öngörülerim var. O kadar."
Evet baş karakterimizi duydunuz. Adı Cassie ve başı belada. Karşısında, bir kaç saat sonra öldürüleceğini söyleyen bir ölüm ilanını görünce, topuklama zamanının geldiğini fark ediyor. Lakin önce ev arkadaşı Tomas a haber vermeli. Derken hooop kaçmadan yakayı ele veriyor.
Yakalanıp, Senato nun karşısına götürülüyor. Tony, Senatodan Casie yi kendisine vermelerini istese de, isteği kabul görmüyor . Çünkü Casie den beklentileri büyük. Senato, üyelerinden bir kaçını kaybedince -ki bu üst seviyelerdeki vampirleri öldürmek pekte kolay değil- Cassie nin yardımı olabileceğini düşünüyorlar. Neyse ki Cassie nin birbirinden çatlak hayaletleri var. Ve bunu kimse bilmiyor. Cassie nin yetenekli olduğunun farkındalar lakin kimse gücünün sınırları konusunda bir fikre sahip değil.
İşin içine bir de cadılar dahil oluyor. Casie nin kendilerinden olduğunu iddia ederek kendileriyle gitmesi gerektiğini iddia ediyorlar. Casie nin kafası iyice karışıyor. Hayatı boyunca vampirler tarafından büyütülmüş bir kahinin cadılarla ne işi olabilir ki?
Bu dünyada vampirler, kuvvetli iradeleri ile lider olmayı başaran vampirlere itaat etmek zorunda. En düşük seviye yedi. Her yeni seviye, yeni yetenekler demek. Tony ise üçüncü seviye.
Cassie, ailesini öldüren Tony nin adamının yerini öğrenince Senatonun elinden kaçıyor. Senato peşinde, Tony peşinde, cadılar peşinde ve Senatoyu ortadan kaldırmak isteyen Rus vampir Rasputin peşinde. Kovalamaca başlıyor. Herkes onu istiyor... Ölü ya da diri...
Bu kitap için söyleyebileceğim şey kısaca şu; sanki dilini bilmediğim bir filmi alt yazısız izlemiş gibiyim. Cümlelerin gereksiz uzunluğu beni rahatsız etti. Çeviriden mi kaynaklanıyor, bilmiyorum ama anlamsız çok fazla cümle vardı. Tekrar tekrar okumam gerekti.Bir de Cassie nin en olmadık zamanlarda defalarca kez düşüncelere dalmasını yersiz buldum. Kızım kafan koparılmak üzere sen sanki sahile karşı oturmuş, dertlerini düşünüyor gibi davranıyorsun. Bu olaylar arasında kopukluğa sebep oluyor. Defalarca acaba sayfa mi atladım diye düşündüm. Cümlenin içinde o kadar gereksiz detay var ki, yarısına geldiğimde acaba yanlış mı okudum, diyerek baştan başlıyorum cümleye. Mesela kapının yanındaki bir karartıdan bahsedecekken, bir heykeli öyle detaylı bir şekilde anlatıyor ki, gerçekten heykelden mi bahsediyor, yoksa heykele mi benzetiyor çözemedim. Olayları anlamak zordu. Bir kargaşa çıkıyor, kelleler uçuyor. Ama kim, niye öldürüyor anlamadım okurken.
Ayrıca aksiyon bölümleri olabildiğince kısa tutulmuşken, oturup konuştukları bölümler inadına uzun ve detaylı. Kısa süre önce okuduğum Son Kurtadam kitabında da buna benzer kopuklar vardı. O kitap da beni pek sarmamıştı. Ama en azından o kitapta etraf kalabalık değildi ve biz çoğunlukla baş karakterin zihninde zaman geçiriyorduk. Bu kitapta ise yazar bütün fantastik öğeleri kullanmak istemiş anlaşılan ve bu büyük bir karışıklığa sebep olmuş.Kızımızın hayaletleri ve geçmiş-gelecek hakkında görüleri var, vampirler, kurt adamlar, cadılar, periler, satirler, fare adamlar,cinler... Boğucuydu. Çok fazla fantastik karakter var ama özelliklerinden pek bahsedilmiyor. Sadece "şunlar da var" diyip geçmiş yazar. Diğer fantastik türlere haksızlık edilmiş gibi hissettim.
Cassie karakterini sevmedim bir türlü.Çok fazla karakter, çok fazla isim var. Ayrıca baş karakterimizin onlara taktığı isimler de eklenince fazlasıyla kafa karıştırıcı oluyor Bu kitapta, savaşın ortasında bir görü görüyor ve konu tamamen değişiyor. Kurgu yön değiştiriyor. Etrafta kan gövdeyi götürüyorken sanki biri durdurma tuşuna basıyor ve kızımızın çocukluk anılarını dinliyoruz. Veya bir görünün içinde kayboluyor. Geçmiş mi, gelecek mi, hayal mi, gerçek mi anlamak zor. Meselenin zaman yolculuğu olduğunu kitabın sonuna doğru fark ettim.
Peki beğenmediysem neden okudum? Kitapları yarım bırakmayı sevmiyorum.Şimdiye kadar "ben bu kitaba devam etmem" diyerek yarım bıraktığım kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Ayrıca bazı kitaplar ilerleyen sayfalarda toparlayabiliyor. Maalesef bu kitapta o şekilde olmadı. Devam kitabı çıkmış ama okumam sanırım.
.
Gördüğüm ancak ilgimi çekmeyen bir kitaptı . Yorumu okuyunca iyi ki çekmemiş dedim :)
YanıtlaSilFantastik kitapları severim ama bu kitap bana göre bütün fantastik öğeleri kullanarak büyük bir kargaşa çıkarmış. Ve yazar hiç birinin hakkını vermemiş. 😔
Silİlk çıktığı zamanlarda reklamı çok yapılmıştı diye hatırlıyorum hatta okumayı düşünmüştüm ama sonra ne oldu da almadım bilmiyorum. İyi ki almamışım o halde :))
YanıtlaSilBende kapak yazısına kapıldım sanırım. :(
SilÇok karışık fantastik kitapları sevmiyorum, bu da zaten hiç dikkatimi çekmemişti. :D Yarım bırakmak iyi değil ama daha iyi kitaplar orada beklerken neden sevmediğime devam edeyim ki. :D
YanıtlaSilBen de sevmiyorum çok karman çorman olanları. Yazar bu kitapta bastırmış ban göre. Pegasus yayınlarından diye ilerleyen sayfalarda toparlar diye düşünmüştüm. :(
Sil