Harley güzel haberleri(!) vermek için gelmişti.
"Berlinli öldürülmüş. Artık sen sonuncusun." Her insan eşsiz olmak ister. Ve böyle bir durumda müthiş hisseder. Ama dünya üzerinde kalan son kurtadam olduğunuzu öğrendiğinizde hissetmeniz gereken duygu bu değil. Bu başınız belada demek. Peşime düşecekler demek. Çok uzun yıllar yaşadığımı ve son otuz yıldır hayattan zevk almadığımı göz önüne alırsak, bu benim için iyi haber bile sayılabilir.
Evet son kurtadamımızın düşünceleri işte böyle. Kitabımız bu şekilde başlıyor.
Kurtadamların kökünü kurutmak isteyen bir örgüt Jacop'ın peşine düşüyor. Ama onu dolunayda dönüştüğü zaman yakalamak istiyorlar. Hatta başına bir şey gelmemesi için takip ediyorlar. Bu gerçekten hastalıklı bir yaklaşım. Dolunaya kadar önünde sadece yirmi yedi gün var.
Kitap biraz ilerlemeye başlayınca peşindekiler listesine bir de vampirler ekleniyor. Bir grup ölmesini, bir grup yaşamasını istiyor. Beklemedik bir anda karşılaştığı biri sayesinde Jakop ın ise tüm planları bir bir bozuluyor.
Kitapta gereksiz çok fazla bilgi vardı. Jakop, geçmişten bir anıyı hatırladığında en küçük detayına kadar iniyor. Belki keyifsiz bir dönemimde okuduğum için kitabı heba etmiş olabilirim ama düşüncelerinin oradan oraya atlaması hoşuma gitmedi. Kurt adamımız zeki ama her benzetmesi cinsellik içeriyor. Bu beni fazlasıyla rahatsız etti.
Kesinlikle bu karakterin kafası çok karışık. Kurgunun büyük bölümü Jacop in zihninde geçiyor. Kendi kendiyle konuşmasını okuyoruz sürekli. Bazen on-on beş sayfa hiçbir diyalog olmaksızın Jacop ın peşinde sürükleniyoruz. İtiraf ediyorum, sayfaları atlayarak okudum. Her an aksiyonun içine atlayacakmış gibi geldi.Ama o aksiyon bir türlü gelmek bilmedi. Kitap daha kısa olabilirdi. Ayrıca müthiş tesbitleri olan ve derin düşüncelere sahip bir karakterin bir yandan bu kadar duygusuz ve yalnızca maddi bir açlığa sahip biri olması kalbimi kırdı. Kitap bittikten bir kaç gün sonra farkettim ki, bu karakter kafamda kurduğum kurtadam kalıbına uymuyor. Tavırları bana vampirleri hatırlattı. Bana kalırsa kendini suya bırakan bir adamın nehir boyunca hayal kurarak sürüklenişini izledim desem yeridir. Ben kitabı sevmedim. Belki de bana hitap etmedi. Özellikle sonunu çok yersiz buldum. Daha çok şey yazmak isterdim ama spoiler vermek istemediğim için kendime saklayıp, ara ara kendi kendime söyleneceğim.
Uzun zamandır bu tarz okumuyordum, özlemişim vampirli, kurtadamlı kitapları. :D Ama bu kitap için yazdıklarından sonra benlik olmadığını anladım, en sevmediğim şeyleri barındırıyor kitap. :D Bilgilendirme için teşekkürler, emeğine sağlık. ;)
YanıtlaSilBen de özledim fantastik okumayı. Kimsenin hevesini kırmak istemiyorum. Ama beni harbi yordu bu kitap. 🙄
Sil