27 Ekim 2022 Perşembe

(BCP Ekim) Kül ve Kan - Kerri Maniscalco (Kitap Tanıtım ve Yorum)

BCP (Blogları Canlandırma Projesi) kapsamında bu yıl da etkinliğimize devam ediyoruz. Etkinlik için her ay bir tema belirliyoruz ve o temaya uygun film-dizi-kitap üçlüsünden en az birini izliyor-okuyoruz. Ay sonunda yorumlarımızı yayınlayıp, birbirimizin bloglarını ziyaret ederek trafiği ve aktifliği arttırmayı planlıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayın. Etkinliğe katılmak isterseniz yorumlarda belirtin. :) (Etkinliğe katıldıysanız diğer üyelerin yazılarına yorum bırakmayı unutmayın.) Ekim ayının teması Zombi - Gotikti. Bu tema için Gölge ve Kan serisinin ikinci kitabını okudum.

Audrey, 1880lerin sonlarında toplumun dayattığı kadın kimliğini reddedip amcasının yanında otopsi yapan bir genç kız. Londra da yaşadığı korkutucu olay sonrası Thomas ile Romanya ya doğru yola çıkarken gazetelerde gizemli ölümlere ve yerel halkın inandığı mitlerden biri olan Dracula hakkında haberlere rastlıyor. Karindeşen Jack trajedisini henüz atlatamayan kızımız Audrey, Dracula hakkındaki bu hikayeleri pek ciddiye almıyor/almamaya çalışıyor. Çünkü mental olarak kendini toplayabilmiş, yaşadığı kayıpların yasını tutup arkasında bırakabilmiş değil. Yaşadığı trajedinin onda bıraktığı tek şey acı hatıralar değil. Gördüğü halüsinasyonlar durumun ciddiyetini ortaya koysa da kızımız kendini bu durumla yüzleşmeye hazır hissetmiyor. 1880lerin sonlarında bir kızın cesetlerle ilgilenmesi ne kadar abes bir durum olarak görülse de kızımız Thomas ile birlikte Adlî Tıp konusunda eğitim almak için yola çıkmış durumda. Tren yolcuğunda karşılaştıkları nahoş sürpriz ikilimizi beklenmedik bir şekilde yakalasa da Adlı Tıp eğitimi almak için yola çıktıkları düşünülünce ölülerden uzak kalamayacakları kesin.

 Eğitim alacakları şatoya vardıklarında -ki bu şatonun Drakulanın şatosu olduğu söyleniyor - okula yalnızca iki öğrenci kabul edileceğini, bu iki kişinin bir ay boyunca eğitim alacak 9-10 kişi arasında seçileceğini öğreniyorlar. Artık Londra'da olmasalar da Romanya da kadınların ölülerle haşır neşir olmalarını hoş karşılayan bir ülke değil. Kızımızın kendini kanıtlaması için çok çalışması gerek. Gördüğü kabusların da pek yardımı olduğu söylenemez.

Şatoda eğitim alacak olan tek kız olsa da burada Anastasia ile karşılaşınca biraz rahatlıyor. Audrey nin Thomas ile olan tartışması sonrası kendini daha yalnız hissetmesini bir nebze de olsa azaltan tek şey yeni edindiği arkadaşlar. Ölümler devam ederken dostla düşmanı ayırmak çok zor. Şatonun altındaki gizli yollar, vampir yarasalar, Drakula nın gerçek varisi, kansız cesetler, vahşi ve kanlı tasvirlerle dolu resimler ile tam bir gotik havasına sahip bir kitap.

 İlk kitapta Thomas in küstah tavırları beni bir parça sinir etse de, bu kitapta çok sevimliydi. Beni rahatsız eden şey ise olaylarin çok yavaş gelişmesi. Kitabın ilk 200 sayfası 4-5 günü anlatıyor sadece. Ayrıca Audrey nin yaşadığı trajediyi anlasam da kendini paranormal olaylara bu kadar kaptırması bana biraz uyumsuz hissettirdi. Sürekli izlendiğini, ormandaki kurtları felan düşünmesi çok fazla kendini tekrar etti.

Thomas in kız kardeşi çok gereksiz bir karakterdi. Kurgudaki tek işlevi ilk karşılaştıklarında Audrey nin Thomas ı kıskanmasına sebep olmuş olması. Kurgunun ilerleyen bölümlerinde ne olursa olsun bu mesele çok hızlıydı. Sanki yazar bak ben bu karakteri ileride kullanıcam dercesine gösterdi çekti.

 Kitap boyunca gerçek katilin kim olduğuna dair bir çok farklı fikir geçti aklımdan. Ne zaman birinden şüphelensem Audrey de ondan şüphelenmeye başlayınca kurgu gereği katilin o olmayacağını anladım. Kitap akıcı ve güzeldi. Karakterleri sevsem de özellikle Audrey e tam olarak bağlanamadığımı hissediyorum.  Thomas ise kırdığı potlar sebebiyle biraz beni kızdırsa da şımarık tavırlarıyla ilgi çekici bir karakter. Kitap akıcı lakin çok fazla gereksiz betimlemeyle uzatıldığını düşünüyorum. Tamam gotik bir geçmişe sahip karanlık bir şatoda bulundukları için her ayrıntıyı anlatmak mantıklı gelebilir ama bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Bunun dışında sevdim ve seriye devam edeceğim.



21 yorum:

  1. İlgi çekici bir konusu var. Tekrara düşmesi kötüymüş. Şatoda başlarına neler gelecek merak ettim.
    Katili tahmin etme konusunda dediklerine katılıyorum. Artık okurken ben de bu şahıs şüpheli görülüyorsa kesin değil diye düşünüyorum. Artık çok klişe oldu bu durum. Teşekkürler. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrara düşmesi kızımızın psikolojik olarak zayıflığının altının çizilmesi konusundaydı. Kurgu güzeldi lakin dediğim gibi olaylar çok kısa süre içinde gerçekleşiyor. :)

      Sil
  2. Alıntılar ve konusu çok ilginç. Gerçekten özgün bir konusu var gibi duruyor. Teşekkürler öneri için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene sevindim. Diğer öğrenciler biraz daha kurguya dahil olsaydı daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. :)

      Sil
  3. Serinin ilk iki kitabını okudum ben de. İkisi de çok güzeldi, sevdim ben kitapları. Yorumunuza sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ufak tefek sorunlara rağmen ben de sevdim kitapları. :)

      Sil
  4. Ooooo yaa bunu okuyum o zaman ne güzel konu öyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serinin ikinci kitabı olduğunu hatırlatayım. :) İlk kitap Gölge ve Kan. :)

      Sil
  5. Ben bu seriyi hiç bilmiyorum ya... Kitabın ismini görünce aklım J. L. Armentrouth'un Kan ve Külden kitabına gitti ilk, sonra baktım bu başka bişey. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kan ve Külden kitabına ben de çok rastlıyorum ama okumadım henüz. :)

      Sil
  6. Çok merak uyandırıcı bir konuya ve kurguya sahip. Normalde böyle tarzlar okumam ama kitapta geçen olayları öyle güzel anlatmışsın ki kitabın ilk serisini edinip bir an evvel okuyasım geldi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eksiksiz bir kitap değil ama eğlenceliydi. 5 üzerinden 4 verdim o nedenle. Beğenmene sevindim. :)

      Sil
  7. Okumadığım, hatta duymadığım milyon seriden biri :-( İlk kitabın ismini arattım, belki onu görmüşümdür dedim ama bu seri bende yok. Yeni mi çıktı sayılır acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu seri dört kitaplık ve Türkçeye çevrildi. Hatta yazarın Lanetlilerin Krallığı serisinden de iki kitabı çevrildi. Çok eski bir seri değil ama bir iki yıl oluyor çevrileli. :)

      Sil
  8. Kitabı ilk kez burada gördüm.Anlatım için teşekkürler😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir dönem sosyal medyada çok görünüyordu seri. Bu sıralar ben de rastlamıyorum. :)

      Sil
  9. İlginç bir kitap gibi görünüyor ama tarz olarak bakıldığında uzun anlatımlarla 5 günü 200 sayfada anlatmak büyük lüks. Emeğine sağlık güzel bir kitap okuması olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok fazla olay çok kısa sürede olduğu için biraz can sıkıcı. Teşekkürler. :)

      Sil
  10. Konusu gerçekten çok ilginçmiş, en azından ilk kitabı okumak lazım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüm seriyi almadan önce ilk kitaba bir şans vermek lazım. :)

      Sil

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...