3 Kasım 2017 Cuma

Buzdaki Kız - Robert Bryndza (Tanıtım ve Yorum)




Gece Avı kitabını okuduktan sonra bir tutam daha Erika Foster okuyabileceğimi düşündüm ve Buzdaki Kız'a başladım.


Erika, dört kişiyle beraber eşinin de öldüğü o baskının ardından Londra ya taşınır. İşbaşı yaptığında aldığı ilk iş ise, zengin bir işadamının kızının öldürülmüş olarak bir gölde bulunmasıyla başlayan dosyadır. Elbette ki iş yerinde bu dosyanın kendisine verilmesinden hoşnut olmayanlar da vardır. İpucu adına elinde pek birşey olmasa da Erika muhalif üstlerine rağmen, içgüdülerine güvenerek olaya bambaşka bir gidişat çizer. Bundan hoşnut olmayanlar elbette ki yoluna taş koymakta gecikmez. Ölü zengin kızımız göründüğü kadar masum değil ise... Zengin kız katilin ilk cinayeti değilse...Ve katilimiz gözünü Erika ya dikmiş ise... 


Gece Avı nı daha çok sevmiştim. Bu kitapta muhtemelen Erikanın acısı henüz taze olmasından dolayı fazla pervasız bir karakter olarak yazılmış. Kuralları esnetmekten bahsetmiyorum, hiçe saymakta bahsediyorum. Çokta absürt durmasa da biraz dengesiz bir karakter olduğunu kabul edelim. Yine de akıp gitti sayfalar. Gece Avı'ndaki en yakın arkadaşı İsaac ile nasıl tanıştıklarını görmek eğlenceliydi. Onlar hakkında daha fazla bölüm okumak isterdim.
Sorun şu ki, Robert Bryndza kitaplarında -henüz iki kitabını okumuş olsam da- belli bir kalıp var. İki kitabında da aynı olaylar silsilesi yer alıyor. (Spoiler) Erika cinayet dosyasını araştırırken üstlerinden baskı yer, illa içgüdülerine güvenir, dosya elinden alınır, o araştırmaya devam eder, illa ki katil gözünü Erikaya diker ve erika ölümden son anda kurtulur.
İlk kitapta ''vaybe diyosun'', ikincisinde ''hımm diğer kitaba benzedi biraz'' diye düşünüyorsun. Umarım üçüncü kitapta bu kalıptan sıyrılabilir yazar. Çünkü aynı kalıpta yazılırsa üçüncü kitap can sıkıcı olmaya başlayacaktır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...