Once Again (Dizi Tanıtım ve Yorum)

Diziyi Buffiy nin bloğunda gördüm. Entrikadan uzak, aile dizisi diyordu. İnsanların yemeyip içmeyip birbirinin kuyusunu kazdığı dizileri gördükçe insanlığa dair umudumu kaybediyorum sanki. 😄 Ben bu diziyi izlerim dedim. Dizi Netflix dizisi sanırım. Nette bir yerde buldum ama çeviri o kadar kötü ki, ingilizceden translate de çevirdiklerine eminim. Cümledeki anlamsız kelimeyi kafanızda ingilizceye çevirince gerçek manayı anlayabiliyorsunuz. Ama dizi çok güzel. Netflix iniz varsa bir göz atın.

Diziye başlarken kaç bölüm olduğunu bilmiyordum, 100 bölümmüş. Ama bölümler yarım saatlik ve iki bölümü birleştirip yayımlamışlar yani birer saatlik 50 bölüm. Çok uzun kabul ediyorum, günde birer bölüm izleyerek zamana yayılabilir. (Ben öyle yaptım mı? Tabi ki hayır. Günde kaç bölüm izlediğimde burada bahsetmeyeceğim) 😂 

(Üstte, mavi montunu şov yaparak giyen annemiz, yanında kırmızı fularlı ise kız kardeşi. Diğer gifdeki ise ailenin babası)

Bu sevimli ailemizin demirbaşları; kız kardeşi ve kocasıyla birlikte tavuk kızartıp sattıkları bir dükkan işleten annemiz. Kendisi içten içe eş, dost, akrabadan evlatları hakkında övgüler duymaya bayılan, evlatlarını ve torunlarını seven bir anne. 

En büyük oğulları, iki kız babası; saf, iyi niyetli bir aksiyon dublörü. Arkadaşı sebebiyle başına açılan bela sonrası hala çok sevdiği eşiyle ayrılıyorlar ve yaşamak için baba evine dönüyor. Yaptığı işten pek fazla para kazanamayınca kolları sıvıyor. Çünkü baba evi dahi olsa kira ödemek zorunda. Ama ne kadar başarılı olabilecek? Eşini geri kazanma çabaları ve bu konudaki heyecanı görülmeye değerdi.

İki numara olan kızımız, biraz cazgır, biraz uyanık bir o kadar oğluna düşkün bir anne. Öncesinde uçuş görevlisi olarak çalışıyormuş. Eşinden ayrılıp baba evine geri dönüyor ve nafaka ile geçiniyor. Gerçek yeteneğini sonradan keşfedecek. Onu izlemek de çok zevkliydi. 

Üç numarayı birazdan anlatacağım.

Dört numara en küçükleri kızımız; naif, çalışkan, kimseyi kırmaya dayanamayan biri. Düğün telaşı sırasında bir yandan seyahat şirketinde çalışıyor. Düğün günü damadı başka bir kadınla yakalayınca bir de üstüne üstlük damat bey yağ gibi üste çıkıp kıza hakaretler edince çekip geliyor baba evine. Tabii boşanan üçüncü evlat olarak ailesinin karşısına dikilince annesi kalp krizi geçirecek duruma geliyor. Şirketten de ayrılıyor, hayallerinin peşinden gitmeye karar veriyor. Başta çok pısırık olduğunu düşünüyordum ama bu kibarlığının kendi tercihi olduğunu, yeri gelince ağzına geleni söyleyebildiğini görmek güzeldi.

Üç numara kızımız ise asıl konu sayılabilir. Kızımız eşi ile çocuk doktoru ve aynı hastanede çalışıyorlar. Kızımız ailedeki en zeki evlat olmakla birlikte, en asosyal ve sivri dilli olanı. Bu nedenle çevresinde pek kimse yok. Eşiyle yaptıkları tartışmalar iyice rayından çıkınca boşanmaya karar veriyorlar ve boşanıyorlar. Ama henüz en küçük kız kardeşinin faciasını atlatamayan, damadını çok seven annesine daha fazla kötü haber vermemek için durumu açıklamayı erteliyorlar. Kızımızın çekilmez bir karakter olduğunu kabul ediyorum ama izlemesi çok zevkliydi. Konuşurken bazen hayattan bezmiş gibi konuşması içinde ne fırtınalar koptuğunu merak ettiriyor insana. Ayrıca o yamuk gülüşünü çok sevimli buldum ben. Sonraları bu ikilinin boşanmalarındaki asıl etkeni öğreniyoruz. Üzücüydü. Eşi ise ayrı bir çatlak. Bu ikilinin dizi boyunca nasıl olgunlaştığını görmek güzeldi.

Damadın annesi ayrı bir çatlak. Bir bakıyorsun iyi bir bakıyorsun aksi biri. 😂 İki oğlunu tek başına büyütmüş, o nedenle onlara fazla düşkün ve fazlasıyla ilgi bekliyor. Sakin haldeyken öyle zarif, öyle elit bir duruşu var ki!

Bu sırada yurt dışından (Türkiye den) dönen, üstteki çatlak kaynananın küçük oğlu da bu sırra ortak oluyor. Yeni gelen çocuk diş doktoru, abisi ve yengesinin çalıştığı hastanede çalışmaya başlıyor.  Gün geçtikçe sırrı keşfedenlerin sayısı artıyor ve kaçınılmaz son yaklaşıyor. Aileler ile yüzleşmek...

(Solda ailenin en küçüğü, sağda ise eniştesinin kardeşi- Türkiye den dönen diş doktoru) Bu çocuk dizideki favori karakterlerimdendi. Çok zeki, kurnaz, biraz yüzsüz ve komikti. Damadın erkek kardeşi ve ailenin en küçüğü olan kızımızın (üst giftekiler) tanışmaları ve arkadaşlıkları ayrı bir konu. Bu ikiliyi ayrı bir sevdim. 

Ailenin dükkanının olduğu pazar yeri apayrı bir hikaye zaten. Pazar yerinde dükkanı olan herkesin bir hikayesi var. Birbirleri ile kenetlenmiş bir topluluk oldukları kadar, birbirinin dedikodusunu yapmayı da seven bir esnaf topluluğu... Pazar yerine gümbür gümbür gelen bir acemi esnaf ve ailemizin babasının hala kanayan yarası olan uzun yıllar önceki kaybı... Annemizin bekar kız kardeşinin kalbini kaptırması, yakışıklı bir teslimatçının işe başlaması, ilk aşklar, dans dersleri daha neler neler.

Ben çok sevdim. Entrika olmadan da insanların hayatları oldukça zor. Bir de fitne ateşiyle ortalığı ateşe veren karakterlere gerek yok. Bu nedenle diziye artı bir puan daha veriyorum. Dizi komik olduğu kadar hüzünlüydü. Onlarla gülüp, ağladım. Çocuk oyuncular da ayrı bir sevimlilerdi.  Her karakteri ayrı bir sevdim. Verdiği sosyal mesajlar da güzeldi. Sahip olduklarımız, sahip olmak istediklerimiz ve aslında ihtiyaç duyduklarımız... Bu üçü arasında bir denge kurmak gerçekten çok zor. Bazen görev bilinci ya da toplumun dayatması ile sahip olmak (zorunda olduğumuzu düşündüğümüz) için uğraştığımız hedefler uğruna, öncelik listesinde gerilere itilen mutlu bir yaşamın vazgeçilmezleri... Hata yaptığında fark edip özür dilemenin, telafi için verilen uğraşın insanı ne kadar olgunlaştırdığını görmek güzeldi. Karakterlerin ufak şeylerin kıymetini bilmeleri, sorunlarla cesurca yüzleşme çabaları, birbirlerini desteklemeleri çok hoştu. Ayrıca en küçük olaydan dram çıkarmamaları, duygu sömürüsünü minimumda tutmalarını sevdim. Resmen aşka olan inancım geri geldi. Her ne kadar kurgu olsa da, hala beklentisiz, menfaatsiz, çıkarsız sevgilerin olduğunu görmek ayrı bir güzeldi. Bu dizi bana iyi geldi. Ben ara ara açıp izlerim bu diziyi.

(Ailenin üç numaralı çocuk doktoru kızı ve boşandığı eşi)

(Gifler alıntıdır.)