22 Kasım 2017 Çarşamba

Warcross - Marie Lu (Tanıtım ve Yorum)





Efsane bir kitap daha...
Warcross diye bir oyunumuz ve bu oyunun oynandığı aynı isimle anılan bir evren var. Bunu üreten kişi Hideo Tanaka. 11 yaşında Warcross un   sanal gerçeklik gözlüğünü yapmış ve artık 21 yaşında bir milyarder demek onu küçümsemek olur.

Gelelim Warcross evrenine. Bu bir sanal gerçeklik dünyası. Gözlüğü takıp, Warcross a giriş yapıyorsunuz ve dünyanızı dilediğiniz gibi dizayn edebiliyor ve dilediğiniz şehre gidebiliyorsunuz.  Dilerseniz savaşarak yüksek levellere çıkıp adınızı duyurabiliyorsunuz. Böylece her yıl yapılan Warcross turnuvalarında yarışan takımlardan birine seçilme hakkı elde edebiliyorsunuz. Bu turnuvalarda yer almak demek; şan, şöhret, para demek.

Baş karakterdeki kızımız 11 yaşında, babasını kaybetmesinin ardından bakıcı ailede kalırken çok zor zamanlar geçirmiştir. Bu zorlu zamanlarında birgün, radyoda Hideo Tanaka nın bir röportajına rastlar ve bunun etkisiyle bilgisayar kodlamalarına merak sarar. Lise döneminde öfkesine kapılıp büyük bir isyan dalgasıyla yaptığı hata, ıslah evinde kalmasına ve iki yıl bilgisayar yasağı almasına sebep olur. Kızımız artık 18 yaşında köhne bir odada oda arkadaşıyla birlikte kalıyor. Kendisi beş parasız bir kelle avcısı. Warcross suçlularının yakalayıp para kazanıyor. Lakin işler pekte iyi değil. Son avını da başkasına kaptırınca, evden atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

Gelgelelim umutsuzluğun zirvelerinde soluklandığı, hayatının en acınası ve karanlık günlerine tekabül eden bu dönemde, tüm dünya ile birlikte Warcross turnuvasını izlemek için sanal gerçeklik gözlüğünü taktığında, aslında hiçbir kötü niyeti yoktu.Turnuva sırasında  bir fırsat yakaladığında, yalnızca hayatını düzene sokmasına yardımcı olabilecek biraz ışık ve umut arıyordu. Kastettiği ışık, bütün kameraların kendine dönmesi yada fotoğraf makinalarının flaşının yüzünde patlaması değildi elbette. Kızımız bir anda  kendini Karanlık Evrende (darkweb) tehlikeli insanların arasında dolaşırken bulur. İyi bir amaç uğruna ne kadar ileri gidebilirsin? Peki dost kim düşman kim bilmeden nasıl hayatta kalabilirsin?



Çok fazla şey anlattığımı düşünebilirsiniz ancak bunlar sadece ilk 70-80 sayfada gerçekleşen olaylar. Kitap gerçekten akıcı bir usluba sahip.Sizi alıp götürüyor, işin kötüsü kitaptan ayrılmak istemiyorsunuz. :)
Edit: kitabı bitirdim ve yorumun son rutuşlarını yapmaya geldim. Devrelerim yanmış durumda. Yazarımızın Efsane serisi uzun zamandır kitaplığımı süslüyor ise de, henüz okumadığım için kendimden utanıyorum. Genç Elitler serisi de tamamlandığına göre onu da yavaş yavaş almaya başlamalıyım. Warrcross ikinci kitabı 2018 de çıkacakmış. Umarım ilk aylarından bahsediyorlardır. Kitabın finalinde olayları yarım bırakmamış yazarımız. Soru işaretlerine boğmuyor okuyucuyu. Sessizce fısıldıyor kulağınıza; ''Bu sadece başlangıç''. Bu yüzden takdirimi kazandı. 


Kitapta geçen terimlere aşinayım. Üç erkekle büyüyünce bu kaçınılmaz oluyor. Kaldı ki kardeşim bu sıralar League of Legends oyununa sarmış durumda. Hem oynuyor, hem turnuva videolarını izliyor.
Özellikle 2017 LOL turnuva açılışındaki gösteri videosunu bana da izletince, kitabı okurken kulağımda sürekli ''Legends never die'' şarkısı çaldı.  Ekliyorum, ejderhayı gözden kaçırmayın.



Spoiler olmasa da , bu konuda konuşup ip ucu vermek istemiyorum. Ama söylemezsem içimde kalır. Lütfen bunu dikkate alarak bundan sonra söyleyeceklerimi okuyup okumama konusunda tekrar düşünün.

(Sıfırın kimliğini aslında çok önceden tahmin ettim. Ya malum şahıstır, yada kızımızın çekip giden annesidir diye düşünmüştüm. Malum kızımız babasına pek benzemiyor. Annesine çekmiştir falan dedim. Az çok tahmin etsem de beni şoka soktu.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...