Çıplak Gerçekler - Liliana Hart (Tanıtım ve Yorum)

 

Kitabı bitireli neredeyse iki ay olacak ve bir aydır yayınlamaya hazır bir şekilde bekliyor. Araya çok fazla yayın girdi. Sonunda yayınlayayım da, seriye devam edebileyim dedim. Nedense tanıtımları yayınlamadan devam edemedim seriye. :)  Kitap, serinin ikinci kitabı. İlk kitap için tıklayın.(Çıplak Sırlar) Gelelim kitabın tanıtım ve yorumuna;

 Gözlerinin önünde birinin öldürülmesi ve ölümün kıyısından son anda dönmek, insana bir sürü gıcır gıcır korku ve endişe getiriyor. Jaye'e olan da tam olarak buydu. Kasabadan kaçıp kimseyle konuşmamasının sebebi de buydu. Biricik dostu Jake le bile... Aylar sonra bir gece vakti kendinizi yaşadığınız tatsız olaylarla yüzleşmek için geri dönmeye ikna ettiğinizde, hoş geldin sürprizi olarak yol kenarında bir ceset bulmak pekte hoş olmuyor. Kızımızın bulduğu ceset tanınmayana kadar dövülmüş, işkence edilmiş ve bir ağaca bağlanmış.

 Jaye, bir yandan korkuların üstesinden gelmeye çalışırken bir yandan cinayet soruşturması için iş başına dönüyor. Jake ile arasındakiler ile yüzleşmek istemediğinden biraz kaçak dövüşüyor denilebilir. Gözlerinin önünde kaybettiği birine karşı hissettiği suçluluk duygusu da bir hayli ağır.  Kasaba halkının  her zaman ki sevecen(!) tavırlarını da unutmamak gerek. 

Jaye, yaşadığı trajediden kaçmak için sığındığı kulübede geçmişine dair çok daha büyük sırlar keşfediyor. İçi içini kemirirken bir soruşturma yürütmek zor. Şimdi güvenilir bir dosta her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

Cesette bulunan bir damga ve kasaba halkından birindeki bir dövme ikilimize ipucu verirken tehlike zilleri çalmaya başlıyor. Bu kez karşılarındaki yalnızca bir katil değil, ırkçı bir örgüt. Ama bazı parçalar yerine oturmuyor. İkilimiz eksik parçaları bulmaya çalışırken ölüm sayısı giderek artıyor.

Jaye in kasabadan uzaklaşmak için kaçtığı kulübede bulduğu ailesine ait belgeler omuzlarına büyük bir yük bindirdi. Gerçekler şok edici ama bir başka bakış açısına göre sevindirici bile sayılabilir bence. 

Jake ile arasındakileri yok saymasına bir süre şımarıklık gözüyle baksam da, bir arkadaşı ile yaptığı konuşma, bu tavrının nedenini anlamamı sağladı.(Yukarıdaki ilk alıntıda paylaşmış olabilirim. :D ) Final çatışması (hani o baş karakterlerin ölüm kalım savaşı verdikleri bölüm) fazla kısaydı. Çok hızlı oldu bitti, derken sevgili yazarımız son sayfada okkalı bir tokat savurdu yüzümüze. Bu sürprizden memnun değilim sanırım ama bunun sebebi kurgu bakımından gereksiz ve yersiz gördüğümden değil, baş karakterlerimizin hayatı daha fazla karışacak diye huzursuz olmamdan kaynaklı.

Seri akıcı ve insanı yormuyor. Okumaya devam etmeyi düşünüyorum. son olarak bu serinin kapak fotoğraflarını hazırlamak beni bir hayli uğraştırdı. Kapaktaki kumaş ile dışarı doğru uzanması için eklediğim kumaşı bir bütün gibi gösterene kadar canım çıktı. Muhtemelen uzman gözüyle pek çok eksiği vardır. (Uzman gözüne gerek yok. Kumaşın gölgesi ve kitabın gölgesi birbirine uymuyor şimdi fark ettim. :) ) Ama sonuçtan memnunum şimdilik.