Ateş Düşüyor - Elise Kova (Kitap Tanıtım ve Yorum)

 

• Hava Uyanıyor

Hava Uyanıyor serisinin ikinci kitabı ile geldim. İlk kitabın tanıtımı için üstteki linke tıklayın. Serinin ikinci kitabı olduğu için ilk kitaba dair spoiler bulundurduğunu hatırlatayım. :)

 Vhalla savaşa katılmakla cezalandırılalı beş gün oluyor ve ertesi gün yola çıkmak zorunda. Verdiği kayıpları hatırlatan kabuslarla dolu gecelerinin ona pek yardımcı olduğu söylenemez. Ama eğitimi konusunda kendisine yardımcı olma görevini üstlenen Larel onu yalnız bırakmıyor. Pek çok kişi savaştan canlı dönemeyeceğini düşünüyor-umuyor. Vhalla da ölüme gönderildiğinin farkında. Saraydaki son günü Büyücülük Bakanı kendisine bir görev veriyor. Kuzeyde olduğunu düşündüğü gizemli ve güçlü bir silahı bulmasını istiyor. Her şeyi kesebileceği söylenen -hatta ruhu bile- bu silaha sahip olan kişi neredeyse yenilmez oluyormuş. Vhalla Bakanın ne demek istediğini anlıyor. Silaha ulaşabilirse hayatta kalma şansı artar.

 Vhalla kuzeye yani savaşa doğru yol alacakları 2-3 ay boyunca eğitim alacak. Yola çıkmadan önce kısa bir süre Aldrik i görse de bu onu rahatlatmaya yetmiyor. Savaş için yola çıktıklarında büyücülerin alayında kendini çok yalnız hisseden Vhalla, Suakıtıcı olan neşeli Frizt ve Vhalla nın eğitmeni olacak olan Larel i de orduda görünce çok şaşırıyor. Onları da kaybetme korkusu omuzlarına binse de yalnız olmadığı için mutlu da.

Ve daha önce karşılaşmadığı gizemli bir kadın dolaşıyor Aldrik in etrafında. Elecia... Aldrik le samimi tavırları ve Vhalla ya ters davranışları ile kızıma kendini sevdirdiği pek söylenemez.

Aldrik in savaşı kazanmak için hazırladığı planda Vhalla ya büyük iş düşüyor. Yansıtma yeteneği konusunda kendini geliştirmesi gereken Vhalla nın tek sorunu bu değil. Aldrik ile aralarında kurulan bağın nasıl çalıştığını, yarar ve zararlarını keşfetmeli ve askerler arasında bir yer edinmeli. Kendini tehlikeye atarak tüm orduyu kurtarması askerlerin ona bakışını biraz değiştiriyor.

Aldrik ile olan ilişkisinin belirsizliğine bir son vermeye çalışırken Vhalla nın sevdiklerini elinden alıyorlar, dahası kimliğini... Hayatına kast edenlerin sayısının çokluğu ve Rüzgargüdücülerin neslinin kurumasının ardında yatan insanlığın aç gözlüğünün hikayeleri Vhalla yı ürkütüyor.

 Güçlü ve zeki insanlar tehlikelidir ama hem güçlü hem zeki insanlar çok daha tehlikeli. Bu nedenle en başta onu savaşta kullanılacak bir silah olarak gören İmparator olmak üzere pek çok kişinin gözünde Vhalla çok tehlikeli biri.

 Bu kitap da güzeldi. Çok akıcıydı. Seride sevilesi pek çok karakter olduğu için okuması çok kolay. Özellikle Altın Prens olarak anılan Prens Baldair ve onun seçkin askerleri Altın Muhafızlar. Onlar hakkında üç kitaplık ayrı bir seri daha var. Henüz Türkçeye ilk kitabı olan Tahtın Köpeği çevrilmiş. Bu serinin ardından onu da okumak istiyorum. Prens Baldair konusunda hep bir tedbirli davrandım Vhalla gibi. Davranışları gizli bir planı varmış gibi hissettiriyor insana.

İkilinin (Aldrik in kendini uzaklaştırması sebebiyle) gitgelleri okuyucunun canını bir nebze sıksa da kızımızın 'öyle mi, ben de senin canını sıkmasını iyi bilirim' tavırları insanı rahatlatıyor.

En gıcık olduğum açıklamalardan biri; ''Bildiğini sanıyordum'' cümlesi. Bu kadar sinir bozucu başka bir şey var mı? Birbirleriyle doğru düzgün iletişim kurmayan karakterler, yanlış anlaşılmaya müsait hal ve hareketler, varsayımlarla kendine geceleri dar eden baş karakterimiz, büyük patlama anı... Sonuç; ''öyle değil, aslında böyle. Bildiğini sanıyordum.'' 

Yine de kitap çok akıcıydı. İki günde bitirdim sanırım. :) 

Serinin Tales From the Front adıda, ikinci kitabın ardından okunabilecek bonus kitabına rastladım. Türkçesi yok. Çok kısa zaten. 36 sayfa. Birlikler ayrıldığında diğer karakterlerin neler yaptığı hakkında kısa kısa bölümlerden oluşuyor.

Son olarak Aldrik in altta alıntıladığım sözlerinin beni kalbimden vurduğunu itiraf edebilirim. :)