Sayfalar

31 Aralık 2018 Pazartesi

Kafes - Josh Malerman (Tanıtım ve Yorum)





Yazarımız Josh Malerman ın diğer kitabı Kırmızı Piyano yu yılın ortalarında okumuştum. Karakterleri sevemediğimden bir hayli ilginç bir konuya sahip olsa bile kitabı sevememiştim. Bu nedenle Kafes i okumayı sürekli erteliyordum.Lakin filmi çıkınca izlemeden okuyayım dedim. Gerçi kitabı okuyup filmi izleyenlerden duyduğum kadarıyla film-kitap ikilisi pekte uyuşmuyormuş.





Neyse kitabımıza geçelim.

Kitap iki farklı zamanı anlatarak ilerliyor.
Malorie nin dört senedir iki çocukla birlikte  kaldığı evi artık terk etme zamanının geldiğini düşünmesiyle kitabımız başlıyor. Ardından biri kız, biri oğlan iki çocuğu uyandırıyor, eşyalarını topluyor, kendi ve çocukların gözlerini sıkıca bağlayıp evi terk ediyor. Amacı ise çocuklarla beraber gözleri kapalı bir şekilde kayıkla nehirde ilerlemek.



Sonrasında ise dört sene öncesine gidiyor ve Malorie nin hamile olduğunu öğrendiği gün dünya çapında patlak veren ve artık yaşadığı yere yakın mesafelerde de görülmeye başlayan olayları öğreniyoruz. İnsanlar bir şeyler görüyor; kendilerini ve yakınındakileri öldürüyorlar.Kız kardeşiyle beraber kalan Malorie, her ne kadar bu durumu kabullenemese bile herkes gibi evin camlarını kapatıyor, dışarı çıkmıyor. Kız kardeşi açılan pencereden dışarı bakıp, üst katta kendini öldürene kadar.Apar topar kendini dışarı atan Malorie, uzun zaman önce gazete ilanlarında gördüğü güvenli eve gidiyor.
Kitap boyunca bir nehirde ilerleyişini, bir güvenli evde yaşadıklarını okuyoruz.





Kırmızı Piyano ya göre bu kitabı daha çok sevdim.İnsanların kendilerini öldürmelerine sebep olan şey ile ilgili hiçbir ipucu olmaması insanın merakını canlı tutuyor. Çocuklara isim vermeyip, kız-oğlan diye seslenmesi beni rahatsız etti bir miktar. Yine de beğendim kitabı. Karakterlerin iç çekişmeleri, korkuları, güçlü kalma çabaları çok güzel anlatılmıştı. Öyle ki, karakterlerden birinin koluna bir şey değse, siz de yerinizde zıplıyorsunuz. :)










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)