Sayfalar

22 Ağustos 2022 Pazartesi

Twenty Five Twenty One (Dizi Tanıtım ve Yorum)

Konuyu nasıl anlatacağımı bilmiyorum çünkü uzun bir zaman dilimini kapsıyor. Her şey, annesi dünya çapında defalarca eskrim şampiyonu olmuş bir kızın, baleyi bırakmak istemesi ile başlıyor. Annesinin itirazlarına rağmen inadından vazgeçmiyor ve ananesinin evine gidiyor. Burada annesinin gençlik yıllarında tuttuğu günlükleri buluyor. Onun günlükleri okumaya başlamasıyla her şeyi doğuştan gelen bir yetenek sayesinde çabalamadan başardığını zannettiği annesinin neler yaşadığını, neler feda ettiğini onunla birlikte öğreniyoruz. Dizinin başrolü kızımızın annesi olan, günlükleri yazan Hee Do. 

1998 de yaşanan ekonomik krizde ülke büyük bir çıkmaza girdiğinde Hee Do, küçükken babasının tanıştırdığı eskrimi ne kadar sevse de zorlandığı bir dönmeden geçmektedir. Haber spikeri olan annesiyle, babasının vefatından beri doğru düzgün iletişim kuramayan Hee Do yine de eskrimi bırakmamakta kararlıdır. Okulundaki kulüp kapatılınca, 17 yaşında eskrimde altın madalya kazanan hayranı olduğu Yu Rim in okuluna geçmek için her şeyi yapar. Sonunda okula kabul edilir lakin Yu Rim beklediği gibi biri değildir. 

Bu sırada tanıştığı oğlumuz Yi Jin, yaşadığı sorunlar sebebiyle üniversiteyi bırakmak zorunda kalmıştır. İkilimiz sık sık karşılaştıklarında birbirlerine destek olurlar. Böylece güzel bir dostluk başlar. Okulun popüler çocuğu ve okul birincisi de eklenince beş kişilik ekip tamamlanır. Hikaye bunlar etrafında dönüyor. 

Kızımız ve oğlumuzun bazı sebeplerle kesintiye uğrayan iletişimleri yıllar içinde kendini tekrarlıyor. Hee Do nun milli takıma katılması ve şampiyonluk yolunda karşılaştığı zorluklar, medyanın taraflı tutumu yüzünden ruhunda açılan derin yaralar ve arkadaşlarının destekleri ile her düştüğünde tekrar kalkmaya cesaret edebilmesini izlerken insan hem üzülüyor hem de takdir ediyor.

Dizi çok güzeldi. Hee Do altın madalyayı kazandığında çıkan kargaşada yaşadıkları çok canımı yaktı. Uzun süredir bu kadar canımı yakan bir dizi izlememiştim sanırım. Konusu çok güzel. Bir amaç uğruna ruhunu adamak her zaman ilgimi çekmiştir. Dizideki karakterlerin hepsinin farklı bir hikayesi var. Grubun bir araya gelme hikayesi, düşmanlıkların dostluğa dönüşmesi ve özellikle gerçek bir ilişki için sadece iki kişinin birbirini sevmesinin yeterli olmadığını çok güzel anlatılmış. Özellikle dizide geçen ''Eğer acılarımızı paylaşmıyorsak bir zaman sonra birbirimiz için sadece yük oluruz'' cümlesi beni çok etkiledi. Beni en çok şaşırtan başrol kızımız 32 yaşında olmasın rağmen bu kadar genç görünüp, rolün altından rahatlıkla kalkmış olması. Finalde hepsini çoluk çocuk sahibi olmuşken görmek isterdim. Bir tek Hee Do yu görüyoruz o yetişkin haliyle.

14 yorum:

  1. Güzel görünüyor, dizilere bayağı uzak kaldım. Şu sınav geçsin bakmak için bloğuna uğrarım tekrar. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben çok beğendim diziyi. Mutlaka göz at. :)

      Sil
    2. İlk bölümü izledim, keyifli başladı dizi. Devam edeceğim, bir süredir kafama uyan dizi denk gelmiyordu, bu güzel oldu. :)

      Sil
    3. Dizinin samimi bir havası var. Özellikle başrol kızı çok sevimli buldum ben. Gülümsemekten çekinmiyor oluşu, yeri geldiğinde fırtınalar estirebilmesi çok samimi hissettirdi. :)

      Sil
  2. Bu dizinin adını her yerde görüyordum ama klasik bir aşk hikayesi olduğunu düşündüğüm için pek de ilgilenmiyordum. Meğer ne güzel bir konusu varmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konusu gerçekten çok güzeldi. Öyle altı boş aşk hikayelerinden değildi. Bence en çok dostluk, birbirine destek olmak ve bir amaç uğruna verilen çabanın altını çok güzel çizmişti dizi. :)

      Sil
  3. çok güzeldi öyle mi, taam not aldım, peki, çoktandır sen zaten iyi diziler izliyosun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben çok beğendim. Bu dizi favorilerim arasına girdi. İlerde tekrar izlerim muhtemelen. :)

      Sil
  4. Hee Do'nun altın madalya kazandığında yaşadıklarına ben de çok üzüldüm ve sinirlendim. Hatta o bölümü izledikten sonra bir süre devam etmedim diziye. Genel olarak güzel bir diziydi gerçekten. Arkadaşlık, spor vs konularını güzel ele almışlardı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşadığı ihanet duygusunu ve yalnızlığını iliklerime kadar hissettim resmen. Bazen ben de çok can alıcı sahnelerden sonra ara vermek zorunda hissediyorum. :)

      Sil
  5. Ben bu diziye başlamıştım iki bölümden sonra devam etmedim niyeyse, bitireyim bunu. :)

    YanıtlaSil
  6. düş tasarımcısı da yazdı bcp ağustos u, gizem gündüz, ben, 3 kişi olduk şimdilik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekliyorum listeye. Elim kitaplara gitmiyor, film izleyip yazıcam bu ay sanırım. :)

      Sil

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)