Çıplak Sırlar - Liliana Hart (Tanıtım ve Yorum)

 Jaye, sabahın beşinde telefonu çaldığında hala uyumamış, nefesinin beyaz dumanını görebileceği kadar soğuk evinde kendini, geçmişini ve aile mirası mesleğini sorguluyordu.

O bir cenaze levazımatçısı ve biraz daha para kazanabilmek için tıbbi tetkikçi olarak polis davalarına yardım etmeye başladı. Ve onun için bu saatte çalan telefon, bir ölüm habercisi. Onun gibi taşra sayılabilecek bir yerde yaşıyorsanız, muhtemelen bu tanıdığınız birinin ölüm haberini almak üzeresiniz demek.

 Yaşadığı Bloody Marry kasabası, haberlerin yayılma hızının ışık hızıyla yarıştığı, dedikoducu halkıyla sıradan bir kasaba. Bir trafik kazasında ölen ailesinin FBI ile olan tatsız geçmişi sebebiyle kasaba halkı Jaye den de pek hoşlanmıyor. Kızımızın bunları pek taktığı yok elbette ama yine de bir parça can sıkıcı olduğunu kabul edelim. Bu arada kitabı için Jaye den yardım almak isteyen bir yazar kasabaya geliyor. Kasabalı ise  her ne kadar kızımıza laf sokup, arkasından konuşmayı sevseler de kızımız için çöpçatanlık peşindeler.

Gelelim ilk cinayete...

Uzun zamandır eşinden zorbalık gören ve tam olarak eşini terk etmeye karar verdiğinde ölü bulunan Fiona haberi duyulduğunda, katilin kim olduğu bütün kasaba tarafından belirlenmişti bile.

Jaye, en yakın arkadaşı ve kasaba şerifi olan Jake ile birlikte olayı incelerken, bazı şeylerin fazlasıyla tutarsız olduğunu fark ediyorlar. Böylesi ufa k bir kasabada herkes parmağıyla birini işaret ederken katilin başkası olabileceğini dahi söylemek, bütün okları üzerinize çekmek demek. Dikkatli olmak zorundalar.

Fiona nın hayatını araştıran ikilimiz bir sürü sır ile karşılaşıyor. Sırları olan bir tek maktul değil elbette. Şüpheli sürekli değişiyorken hedefi tutturmak iyice zorlaşıyor. Katil kim ve ne istiyor?

Serinin ilk iki kitabını okudum, kolay okunuyor. Polisiye bakımından doyurucu buldum. Jaye karakteri hakkında tam olarak ne düşüneceğime karar vermedim. Kendisine anne babası gibi bir suçlu gözüyle bakan kasaba halkına karşı umursamaz tavırlarını sevdim. Ama bu denli soyutlanmış bir karakterin kim olduğunu bilmediği, kasabaya yeni gelmiş bir yabancıyla çok çabuk sıkı fıkı olduğunu düşünüyorum. Bu durumu da biraz burnundan kıl aldırmaz tavrıyla karşılasaydı daha mutlu olabilirdim. Ama çokta yormadı beni. İlk kitapta arkadaş grubundan daha fazla bahsedilsin isterdim. Jake haricinde diğerlerinden pek fazla bahsedilmedi.

Ayrıca kasabalıların ortalıkta dolanan bir yabancıyı keşfeder etmez Jaye ile aralarını yapmaya çalışmaları, sürekli tavsiye vermeleri trajik ama komikti. Bu denli konuşmayı seven bir kasabada,  siz kapıdan çıkmadan ne giydiğinizin haberinin etrafta dolanmaya başlaması kaçınılmaz.  Bu durum kurguya eğlence katmıştı bence.