Sayfalar

1 Ocak 2020 Çarşamba

Çocukluğun Sonu - Arthur C. Clarke (Tanıtım ve Yorum)






Reinhold; aya yolculuklarını planlarken Rusların da aynı plan üzerinde çalıştığı haberini alır.Projenin başındaki isim ise 30 yıldır görmediği biridir; Konrad. İkili son hızla yarışa dursun, büyük sürpriz gök yüzünde belirir. Artık kesindir. İnsanlar galakside yalnız değil.

Gökyüzünde beliren gemiler nahoş bir ses ile yeryüzüne doğru alçalır.Birgün aniden ufukta belirmelerinin ardından kısa bir zaman sonra tüm radyo kanallarından onun sesi duyulur. Uzaylımızın adı Karellen. Kendisinin bir gözetmen olduğunu, zarar vermek için burada olmadığını, insanlar birbirlerine zarar vermediği müddetçe hiçbir şeye karışayacağını açıkça belirtir. İnsanoğlunun Güney Afrikadaki ırkçılığa son vermesi için bir uyarıda bulunur Karellen. Uyarı dikkate alınmadığı vakit, güneş gider ve yerine ısı ve ışık yaymayan mor bir kütle kalır. Kulağı çekilen insanlık kendine çeki düzen verir. 5 yıl geçer. Dünya üzerinde savaşlar biter ve Avrupa Federasyonu kurulur.




Karellen ile dünyadaki bağlantıyı Stormgren sağlıyor.Belli aralıklarla uzay gemisine çıkıp Karellen ile gerekli görüşmeleri yapıyor. Tabiki o bile uzaylımızın neye benzediğini bilmiyor. Her sistemde olduğu gibi bu sisteme kafa tutanlar da mevcut. Uzay gemilerinin birer tehdit olduğunu düşünen bir grup protestocular... Ö.Birliği bu uzaylılara güvenilmemesi gerektiğini ve kendilerini göstermemelerinin altında, gizli bir sebep olduğunu düşüyor, bunu eylem  yaparak her fırsatta dile getiriyor.
Uzaylılara Hükümdarlar deniyor. 4 ay sonra yerine başka birinin geçeceği fikri Stormgren i pek rahatsız etmese de, kendisinin bile görmediği uzaylıları fazlasıyla merak ettiğini fark ediyor.




 " İşgalciler Dünya’ya barış ve refah getirmişti; ama kim bilir ne pahasına? Tarihe bakınca durum pek iç açıcı değildi; ırklar arasında en barışçıl temaslar bile genellikle geri kalmış topluluğun felaketiyle sonuçlanmıştı. Bireylerde olduğu gibi uluslar da, altından kalkamayacakları bir güçlükle karşılaşınca şevklerini yitirebiliyordu. Hükümdarların medeniyeti, üzerindeki sır perdesine karşın insanlığın karşılaştığı en büyük güçtü."


Ve bir gece bir yeraltı merkezinde uyandığında şaşkınlığa düşen Stormgren, uzaylıların kendilerini göstermeleri ve sınırlarını keşfetmek için kaçırıldığını öğrenir.
  Örgütün elinden kurtulmasının ardından, uzaylıların neye benzedikleri konusuna kafayı takar. Karellen elli yıl sonra yeryüzüne ineceklerini, o vakte kadar insanlığın kendilerine hazır olacaklarını söyler. Ancak son görüşmelerinde Stormgren gizli planını devreye koyar ve küçük bir başarı elde eder. Ancak bunu kimseye söyleyemez.

Günü gelir elli yıl geçer ve Karellen yeryüzüne iner. Kanatlar, boynuzlar ve kuyruk...



" Maddi şartları iyileşen insanlık, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez. İnsanlık kendi gezegenine hapsolmuştu. Yüz sene öncesine göre çok daha renkli fakat bir o kadar da küçük bir gezegendi Dünya. Hükümdarlar savaş, açlık ve hastalıkları ortadan kaldırdıklarında, maceracı ruha da bir son vermişlerdi."

Yıllar birbirini kovalar.
Rupert yeni eşi ile evinde bir davet verir. Hükümdarlardan (uzaylılar) biri de bu partide bulunuyordur.Tuhaf bir oyunun ardından gizemli ve güvenilmez bir bilgiye ulaşan biri, uzaylılar hakkında araştırmasını gizlice sürdürme kararı alır. Yaptığı çılgınca plan için çılgın bir bilim adamına ihtiyaç duyar. Ve bulur. Eğer başarılı olursa Hükümdarlar hakkında kimsenin sahip olmadığı bilgilere vakıf olacaktır. Ama bunu çok büyük bedeli olacaktır.





Şimdi yukarıda yazdığım tüm karakterleri unutun. Tüm isimler zihninizden silin.Kitap uzun bir zaman dilimini anlatıyor. Bu nedenle karakterlere pekte bağlanmamak gerek. Karellen ve Stormgren ilişkisini derinlemesine anlatınca baş karakter Stormgren sanmıştım ama her zaman atlayışında, kişiler değişiyor. Sadece uzaylılar kalıcı.

Kitabın başlarında iki paragrafta bir yer altından, yer yüzüne atlaması insanı yoruyor. Hükümdarlar dünyayı bir ütopya ya çeviriyor ama hala ne amaçla geldikleri bilinmiyor. Savaşlar, kavgalar, krizler yok. Kültür ve refah seviyesi çok yükseklerde. Lakin insanlık şu soruyu sormaya devam ediyor; "Şimdi ne yapacağız?" Bu durum insanlığa pek de yabancı değil. Ne kadar doyumsuz bir varlık olduğumuzu bir kez daha hatırlattı bu kitap bana.




Beni en çok rahatsız eden şey kitabın adı. Kitap boyunca çocuklarla ilgili bir şeyler olmasını bekledim. Kitabın ismi kafamı karıştırdı. Sonlarına doğru anladım ama bu bildiğin spoiler. En basitinden afilli bir isme bile ihtiyaç duymadan Hükümdarlar veya Gözetmen gibi bir isim de pekala iş görebilirdi. (Kırmızı Piyano kitabının da ismine uyuz olmuştum.Çünkü kitap boyunca çölden gelen gizemli bir sesin kaynağı araştırılıyordu. Ve biz okurların merak ettiği en büyük unsuru kitabın ismi ele veriyordu.)
Bu kitap beni benden almadı ama gerçekten ilginç bir konusu var. Ben sevdim.

 Bilim kurgu klasiklerinden seneler önce İsac Asimov un iki yada üç kitabını okumuştum.(2013 de okumuşum. Blogdan kontrol edildi.) İthaki daha baslamıştı o zamanlar. Farklı bir yayın evinden okumuştum. Yavaş yavaş bilim kurgu klasiklerine el atayım dedim. 






Bilim kurgu klasiklerinizden tavsiyelerinizi beklerim. :)

12 yorum:

  1. Çok güzelmiş, not aldım. Teşekkürler!

    YanıtlaSil
  2. Konusu değişik görünüyor anlatım için teşekkürler☺️

    YanıtlaSil
  3. İthaki'nin bu serisi çok dikkatimi çekiyor, tamamlamayı istiyorum. Bakalım başarılı olacak mıyım 🤭

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah tamamlayabilirsin. Ben de düzenli bir şekilde bilim kurgu klasiklerinde devam etmek istiyorum.

      Sil
  4. Kapak çok ürkütücü. Bu kitapları okumakta hep zorlanmışımdır. Belki ilerde tekrardan denerim ama şimdilik kalsın. ;) Ellerine, emeğine sağlık^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Aslında korkutucu bir kitap değil. Pek bir gerilim barındırmıyor kitap. ^^

      Sil
  5. Çocukluğun Sonu sayenizde öğrenmiş oldum kitabı... doyumsuz olduğumuz da ayrı bir gerçek:(

    YanıtlaSil

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)